"يمكنك أن تطلب" - Translation from Arabic to Turkish

    • isteyebilirsin
        
    • sorabilirsin
        
    • isteyemezsin
        
    • teklif edemezsin
        
    Birisinden saçına kaka yaptıktan sonra iguanasından kurtulmasını isteyebilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تطلب من شخص ما أن يتخلص من الإغوانا بعد أن تتغوط على شعرك
    364 güne kadar hapsini isteyebilirsin ama normalde aklı yerinde olan hiçbir savcı 30 günden fazla talep etmez o da 10'dan fazla almaz. Open Subtitles يمكنك أن تطلب سجنه 364 يوم و لكن همليا و لكن المدعى العام . لن يطلب أكثر من 30 يوم
    Eğer Natalie Willie'nin kucağına oturursa bana 4 milyon tanığın önünde cevaplayacağım üç soruyu sorabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تطلب لي ثلاثة أسئلة، التي سأجيب هنا أمام 4 ملايين الشهود، و إذا يجلس ناتالي في اللفة ويلي و.
    Ama gerçekten seni daha iyi tanımak istiyorum o yüzden dinle, şu andan itibaren bana her şeyi sorabilirsin, tamam mı? Open Subtitles ولكن أود حقا للتعرف على أفضل وجه، الاستماع ذلك، يمكنك أن تطلب مني أي شيء من الآن فصاعدا، حسنا؟
    Arınmak için çok uğraştı. Ondan bunu isteyemezsin. Open Subtitles لقد كافح بجد كي يكون نظيفاً لا يمكنك أن تطلب منه فعل هذا
    Dostum bir kızdan sırf kolaylık olsun diye yanına taşınmasını isteyemezsin. Open Subtitles ياصاح، لا يمكنك أن تطلب من فتاة الانتقال للعيش معك فقط لأن الأمر ملائم.
    Donna'ya evlenme teklif edemezsin oğlum. Open Subtitles لا يمكنك أن تطلب من دونا الزواج بك
    Sağlayıcıya sızmak yerine, durum yeterince acil olursa senin için bloke edilmiş bir çağrıyı takip etmelerini isteyebilirsin. Open Subtitles بدلًا من إختراق الشركة إن كان الوضع طاريء يمكنك أن تطلب منهم تتبع مكالمة من أجلك
    Sağlayıcıya sızmak yerine, durum yeterince acil olursa senin için bloke edilmiş bir çağrıyı takip etmelerini isteyebilirsin. Open Subtitles بدلًا من إختراق الشركة إن كان الوضع طاريء يمكنك أن تطلب منهم تتبع مكالمة من أجلك
    Bu akşam beni babamdan isteyebilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تطلب يدي من والدي الليلة
    Ondan omurilik biyopsisi yapmayı isteyebilirsin. İzin vermesi için bir sebebi yok. Open Subtitles يمكنك أن تطلب منها نسيج العصب - ليس لديها سبب لتعطيني إياه -
    Seni sevmediğimi veya sana karşı bundan sonra hep dürüst olacağımı söylememi isteyebilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تطلب مني أن أقول أنني لا أحبك... بأنني سوف تكذب أبدا لك مرة أخرى.
    Belki terfiyi de asistanından isteyebilirsin. Open Subtitles ربما يمكنك أن تطلب مساعد له لهذا العرض.
    Ama sen bana her şeyi sorabilirsin Vanessa. Open Subtitles ولكن يمكنك أن تطلب مني أي شيء، فانيسا.
    Bilet alanlara sorabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تطلب من أي شخص اشترى تذكرة.
    Düke sorabilirsin. Open Subtitles يمكنك أن تطلب من الدوق
    Böyle bir şey isteyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن تطلب من شخص تغيير إسمه
    Bizden bunu isteyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن تطلب منا أن نفعل ذلك
    Öylece gidip Prens Doran'den kızı geri vermesini isteyemezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن تطلب من الأمير "دوران" أن يعيدها فحسب
    - Bana çıkma teklif edemezsin. Open Subtitles لا يمكنك أن تطلب مني الخروج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more