Beyaz bir ışık görürsün ve tekrar nefes alabilirsin. | Open Subtitles | و تشعر بوجود ضوء أبيض ينير دربك و يمكنك التنفس مجدداً |
Artık nefes alabilirsin. Şimdi daha iyi oldu. | Open Subtitles | الآن يمكنك التنفس هذا كل شيء الآن أفضل |
Bu tozda nasıl nefes alabiliyorsun? | Open Subtitles | كيف يمكنك التنفس مع كل ذلك الغبار؟ |
O şeyin içinde nefes alabiliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | يمكنك التنفس في ذلك الشيء ، صح ؟ |
Sorun nedir, küçük köpek? Nefes alamıyor musun? | Open Subtitles | ما الامر يا كلب , لا يمكنك التنفس ؟ |
nefes alabiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنك التنفس ؟ |
Burnundaki et yüzünden nefes alamıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكنك التنفس بسبب عظمة أنفك المنحرفة؟ |
Bazen seni bir arabanın bagajına tıkarlar nefes alamazsın. | Open Subtitles | بعض الأحيان يضعونك في شاحنة ولا يمكنك التنفس |
(Alkış) Tamam Zach tekrar nefes alabilirsin. | TED | (تصفيق) حسناً، زاك، يمكنك التنفس مجدداً. |
Önemli değil, nefes alabilirsin. | Open Subtitles | لا عليك , يمكنك التنفس |
Kraliyet Balosu'ndan sonra nefes alabilirsin. | Open Subtitles | إذاً، يمكنك التنفس بعد الرقص |
Balık insan. Sen suda nefes alabiliyorsun. | Open Subtitles | يمكنك التنفس في الماء |
- Su altında nefes alabiliyor musun? | Open Subtitles | ـ هل يمكنك التنفس تحت الماء؟ |
- nefes alabiliyor musun? | Open Subtitles | -هل يمكنك التنفس -ولدي |
Matt, nefes alabiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك التنفس يا (مات)؟ |
"Kalbin daha hızlı atıyor ve başın dönüyor gibi oluyor nefes alamıyorsun, boğazın karıncayla dolmuş gibi. | Open Subtitles | قلبك ينبض بسرعه وتبدأ رأسك في التشوش" ولا يمكنك التنفس هذا يبدو كأن رقبتك مليئة بالنمل |
nefes alamıyorsun. Sahilleri zehirli. | Open Subtitles | أعني لا يمكنك التنفس فالهواء مسمم |
Gözkapaklarından nefes alamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك التنفس من خلال جفونك. |