nihayet Sonunda yalnız kalabildik. nihayet birbirimizi daha iyi tanıyabileceğiz. | Open Subtitles | نحن وحدنا أخيراً، يمكننا أخيراً أن نتعرف على بعضنا أفضل. |
Sonunda balayımıza çıkmış gibi olurduk. | Open Subtitles | أنه يمكننا أخيراً قضاء شهر العسل الذي لم نحظ به هناك. |
Sonunda bu yaşananları arkamızda bırakacak mıyız? | Open Subtitles | و قبلت عرضنا؟ هل يمكننا أخيراً وضع كل هذا خلف ظهورنا؟ |
Fakat şimdi senin ailende ve ülkende hakettiğin yere dönüşünü Sonunda kutlayabiliriz. | Open Subtitles | ولكن الآن يمكننا أخيراً أن نحتفل بعودتك إلى منصبك الشرعي عند عائلتك وبلادك |
Annem, kız kardeşim ve ben, nihayet eve gidebildik. | Open Subtitles | أمي وأختي وأنا يمكننا أخيراً أن نعود إلى البيت |
- Belki de Sonunda bebek yapma denemesine girişebileceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكّر أنّه ربّما يمكننا أخيراً أنْ نبدأ بمسألة إنجاب ذلك الطفل |
Sonunda dürüst ve açık bir şekilde birlikte olabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أخيراً أن نكون مع بعضٍ، بصدقٍ، بكلِّ صراحة. |
Sonunda işlerini bitirebildik, değil mi? | Open Subtitles | يمكننا أخيراً أن نضع مسماراً في ذلك النّعش |
Sonunda bir şeyler olmaya başlayacak. | Open Subtitles | يمكننا أخيراً أن نحرّك الأمور. |
Sonunda bundan kurtulabiliriz! | Open Subtitles | الآن يمكننا أخيراً التخلص من ذلك. |
Ve en Sonunda kendimize Amerikalı diyeceğimizi umuyorum! | Open Subtitles | وأمل أن عندها يمكننا أخيراً أن ندعو أنفسنا "أمــريــكــان" |
Sonunda gerçek yerin konumunu bulduk da... | Open Subtitles | "يمكننا أخيراً وضع حجر أساس لسلام حقيقي.." |
Yani Sonunda birlikte kaçabiliriz. | Open Subtitles | ذلك يعني أنه يمكننا أخيراً الهرب معاً |
Sonunda birlikte olabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أخيراً أن نكون سوية |
Düşün bir Jeremy. Sonunda onu indirebiliriz. | Open Subtitles | فكر في الأمر يا (جيريمي ) , يمكننا أخيراً الاطاحة بها سوياً |
Aslında bunun tam ters etki yapacağını düşünüyorum. Bu Sonunda McClaren üzerinde olumlu etki yapabilir. | Open Subtitles | في الواقع أظن أن هذا سيكون في صالح القضية، يمكننا (أخيراً أن نسلط بعض الدعاية الإيجابية على (مكلارين |
Sonunda yüz yüze konuşma fırsatı bulduk, Rachel. | Open Subtitles | من الجيد إننا يمكننا أخيراً أنْ نتحدث يا (رايتشل), وجهاً لوجه |
Bu da yıllardır zorla çalıştığımız o çöplükten nihayet taşınabiliriz demek. | Open Subtitles | و هذا يعني أنه يمكننا أخيراً الإنتقال من ذلك المكب الذي أجبرنا على العمل فيه |
Sanırım nihayet listedeki 3. maddeye tik atabileceğiz. | Open Subtitles | و أعتقد أننا يمكننا أخيراً شطب رقم ثلاثه من على القائمه |