diyebiliriz ki; Sue gibi, yüz cerrahisi olmayı seçen hastalar vardır. | TED | يمكننا القول ان المرضى الذين أختارو جراحة الوجه -- كـ سو. |
diyebiliriz ki ışık uygarlıktır, gölge de barbarlık. | TED | يمكننا القول أن الضوء يمثل الحضارة، والظل يمثل الهمجية. |
Hayır. Ona ordudaki en iyi donanıma sahip dişçi diyebiliriz. | Open Subtitles | لا يمكننا القول انه طبيب الاسنان مع افضل عدة في الجيش |
Peki hastalıklarla bağlantılı olan bu mikrobik farklılıkların bir sebep ya da sonuç olup olmadıklarını nasıl söyleyebiliriz ? | TED | لكن كيف يمكننا القول اذا ما كانت هذه الاختلافات المايكروبية المرتبطة بالمرض هي سبب او نتيجة ؟ |
Umarım merhametli olduğumuzu, sesimizi yükselttiğimizi ve bir nesil olarak, şiddeti durdurmak için harekete geçtiğimizi söyleyebiliriz. | TED | إني آمل أن يمكننا القول : لقد تعاطفنا معهم ورفعنا صوتنا، و كجيل، تحرّكنا لجعل العنف يتوقف. |
Teknik olarak kâr paylaşımını, tek taraflı olarak, yeniden ayarladım diyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول أن ما جرى بالضبط أنني أعدت توزيع الحصص من جانب واحد |
Sanırım rahatlıkla aşırı şiddet kullanarak öldürme diyebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد يمكننا القول بأمانه إنه قتل مبالغ فيه. |
diyebiliriz ki; solucandeliği zaman makinesi, zaman ve mekân denklemlerinin uyumlu bir sonucudur. | Open Subtitles | لذلك يمكننا القول أن آلة الزمن الدودية هي حل متوافق مع معادلات المكان و الزمان |
Harcanabilir de diyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول إن بالإمكان الاستغناء عنكما |
İyi yüreklilik iyi niyetin ürünü diyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول أنّ الطيبة نتاج للنوايا الحسنة. |
Eye of the Peahen.) Şimdi, bu düşünceleri sıkıca aklımızda tutarak güzellik tecrübesinin, hayatta kalmamız ve ürememiz için en uygun kararları vermeye bizi cesaretlendirmek amacıyla, evrimin sahip olduğu canlandırıcı,harekete geçirici hatta takıntılı ve cazibeli yollardan biridir diyebiliriz. | TED | الآن مع أخذ هذه الأفكار في عين الإعتبار يمكننا القول بأن تجربة الجمال هي إحدى الطرق التي استخدمتها نظرية التطور لإثارة و إدامة أهمية أو سحر أو حتى الهوس لتشجعنا في إتخاذ أكثر القرارت التكيفية من أجل البقاء و التكاثر. |
Yani, yüksek düzeyde bir güvenle diyebiliriz ki şiddetli Teksas ve Moskova sıcak hava dalgaları doğal değildi; küresel ısınma nedeniyle olmuşlardı. | TED | بحيث يمكننا القول بدرجة عالية من الثقة أن موجات الحرارة الخطيرة في موسكو وتكساس كانت غير طبيعية؛ كان سببها الاحترار العالمي. |
Toparlamak gerekirse, diyebiliriz ki, beşeri bilimler belki de yaşam bilimlerinde geçtiğimiz 30 yılda olana benzer bir evrimi geçirmek üzere. | TED | في الختام، يمكننا القول بأن البحوث في مجال العلوم الإنسانية على وشك الخضوع لتطور الذي ربما يشبه ما حدث لعلوم الحياة منذ 30 عاماً. |
Şunu diyebiliriz ki; içsel süreçler ve güneş ışığı ile havadaki, sudaki, besinlerimizdeki toksinler gibi çevrelerle etkileşimler vücudun hücre ve moleküllerinin yapısında ve fonksiyonlarında değişikliklere sebep olduğunda yaşlanma gerçekleşir. | TED | يمكننا القول أن الشيخوخة تحصل عندما تتسبب العمليات الأساسية والتفاعلات مع البيئة المحيطة مثل ضوء الشمس، ووجود السموم في الهواء والماء ونظامنا الغذائي، في حدوث تغيرات في بنية ووظيفة جزيئات وخلايا أجسامنا. |
Eee, söylesek söylesek, yaklaşık 2 yada 3 milyon yayınlanmış disk var diyebiliriz yani -- 78'lerin uzun süren ses kayıtları ve CD'leri -- ya da en azından bu yayına konmuş materyallerin bizim bu noktadan gördüğüm kadarıyla en genişidir denir. | TED | حسناً, بأفضل ما يمكننا القول, هناك حوالي مليونين أو ثلاثة ملايين قرص تم نشرها-- لذلك 78 ثانية كزمن تسجيل و اقراص مدمجة أو على الاقل ذلك الارشيف الاضخم من المواد المنشورة الذي لدينا اشارة له |
Bize bağlı diyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول أننا متعادلان |
Pekala,şey diyebiliriz, ah, | Open Subtitles | يمكننا القول... |
Bu yüzden eşkenar üçgenin kendi merkezi etrafında 120 derece döndürülmesiyle simetrik hâle geldiğini söyleyebiliriz. | TED | إذا يمكننا القول أن المثلث متساوي الساقين متناظر فيما يتعلق بدورانه حول مركزه بمقدار 120 درجة. |
Bir emniyet görevlisinin ifadesine ve buna uygun delillere dayanarak ölen Syd Booth Goggle'ın Soyan Boğazlayan olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا القول بشكل لا لبس فيه وفقاً لتصريح من قبل موظف محلي معين لتنفيذ القانون و دليل مطابق |
Ancak sonunda bunu çözebileceğinizi söyleyebiliriz, değil mi? | Open Subtitles | و لكن يمكننا القول أنكم ستحلون هذه المشكلة لاحقاً، أليس كذلك؟ |