"يمكنني الإنتظار" - Translation from Arabic to Turkish

    • sabırsızlanıyorum
        
    • bekleyemem
        
    • Bekleyebilirim
        
    • beklerim
        
    • can atıyorum
        
    • bekleyemiyorum
        
    • Acelesi
        
    • çatlıyorum
        
    • bekleyebileceğimi
        
    • iple
        
    Yarın çıkıyorum. Çocuklarımı görmek için sabırsızlanıyorum. Çocuğun var mı? Open Subtitles سأخرج غدا، لا يمكنني الإنتظار حتى أرى أطفالي، أرزقت بأطفال؟
    Şimdiden sabırsızlanıyorum yeni tek... tekno... teknolojik şafak için. Open Subtitles أنا فقط لا يمكنني الإنتظار من أجل فجر التكـ .. التكنو .. التكنولوجيا الجديد
    Bir saat daha bekleyemem. O aptal kuyrukluyıldız daha ne bekliyor? Open Subtitles لا يمكنني الإنتظار ساعة أخرى، ما الذي يؤخر ذلك المذنب التافه؟
    Acele etseler iyi olacak. Daha fazla bekleyemem! Open Subtitles عليهم الإسراع، فلا يمكنني الإنتظار طويلاً
    Şimdiyse, ne olacak soruşturma başlatmak için pazara kadar Bekleyebilirim. Open Subtitles الآن, فلتذهب للجحيم يمكنني الإنتظار حتى الأحد لبدء التحقيق
    - Duş almak için sabırsızlanıyorum. - Ve yatakta yatmak. Open Subtitles لا يمكنني الإنتظار لأستحم وأغتسل من تلك القذارة.
    İlacın etkisinin geçmesi için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أتعلمين، لا يمكنني الإنتظار حتى تُنتَزَع منّي علامة المُخدّر التجارية
    Aman Allahım, annemin yüzündeki bakışı görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles يا إلهي لا يمكنني الإنتظار لرؤية النظرة على وجه أمي.
    İhtiyar LaRoche neredeyse kalp krizi geçirecekti. Ne olduğunu anlamadı bile. Büyük açılışını görmek için sabırsızlanıyorum yavrum. Open Subtitles جميع الأولاد رموا كتبهم على الأرض لا يمكنني الإنتظار لرؤية عرضك الأول
    Seni akşamki baloya götürmek için çok sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا يمكنني الإنتظار لأخذكِ إلى الحفلة الراقصة الليلة
    Ben onun yüzüne görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا يمكنني الإنتظار حتى أرى النظرة على وجهه
    Öğlene kadar bekleyemem. Aslında, daha fazla bekleyemem. Open Subtitles لا يمكنني الإنتظار حتى الظهيرة في الحقيقة , لا يمكنني الإنتظار أكثر من ذلك
    Bu şimdiden bir yıl sonrası demek, o kadar bekleyemem. Open Subtitles من الممكن أن يكون هذا بعد سنة من اآن، لا يمكنني الإنتظار كل هذا
    Burada öylece oturup hiçbir şey yapmadan bekleyemem. Open Subtitles لا يمكنني الإنتظار هنا بدون أن أفعل شيئا
    Bu kadar süre bekledim. Biraz daha Bekleyebilirim. Open Subtitles لا , أنتظرت طويلا هنا يمكنني الإنتظار قليلا
    Honey Daniels. Tabi, Bekleyebilirim. Open Subtitles هوني دانيلز بالتأكيد, يمكنني الإنتظار
    Peki, harika. Tabii, beklerim. Open Subtitles أجل، هذا رائع بالطبع، بالطبع، يمكنني الإنتظار
    Dedektifliğe geri dönmek için can atıyorum. Open Subtitles فأنا لا يمكنني الإنتظار لأعود لأكون محققا
    Cuma günü saat beşi bekleyemiyorum. Böylece terfim resmileşecek. Open Subtitles لا يمكنني الإنتظار حتى الساعة الخامسة يوم الجمعة
    - Acelesi yok. Open Subtitles -كلا، يمكنني الإنتظار .
    Mitchell, biri bana bir şey söylediğinde eve gelip sana söyleyene kadar çatlıyorum. Open Subtitles ميتشل) عندما يخبرني أحدهم بشيء لا) يمكنني الإنتظار أن أصل للبيت لإخبارك
    Asistanın burada bekleyebileceğimi söyledi. Umarım sorun olmaz. Open Subtitles مساعدكِ قال بأنه يمكنني الإنتظار هنا، أتمنى أن يكون هذا جيد
    Bugün çok berbat bir gündü dostum. Günün bitmesini iple çekiyorum. Open Subtitles لقد كان يوماً مريعاً يا رجل لا يمكنني الإنتظار حتى ينتهي اليوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more