"يمكنه حل" - Translation from Arabic to Turkish

    • çözebilecek
        
    • çözebilirdi
        
    Tersine çevirirsek, birçok diğer sorunumuzu çözebilecek bir kaynak oluşturabiliriz. TED لو أدرنا ذلك هنا وهناك، نستطيع إحداث المصدر الذي يمكنه حل العديد من مشاكلنا الأخرى.
    İnanılmaz matematik zekanın dünyadaki tüm problemleri çözebilecek olması çözmek zorunda olduğun anlamına gelmez. Open Subtitles فقط بسبب أن عقلك المذهلة رياضياً يمكنه حل كل مشاكل العالم لايعني ذلك بأن عليكِ العودة.
    Eğer bu işi çözebilecek birisi varsa, o da o kadındır. Open Subtitles إن وُجد من يمكنه حل هذا الشيء، فستكون هي.
    Hangi lise öğrencisi dört renk teoremini çözebilirdi ki? Open Subtitles من هو المدرس الثانوي الذي يمكنه حل نظرية الألوان الأربع؟
    Şu dünyada sadece tek bir kişi bu davayı çözebilirdi. Open Subtitles فقط شخص واحد في العالم يمكنه حل هذا
    Sadece Bob St. Clare, böyle karmaşık... durumları çözebilecek bir gizli ajandır. Open Subtitles .... بوب سانت كلير هو العميل السرى الوحيد الذى يمكنه حل ذلك الوضع المعقد
    Çünkü, sizinle konuştuktan sonra ayrıldığım zaman, tüm bu davayı çözebilecek ipucunun gözümün önünden kaçtığı gibi bir hisse kapıldım. Open Subtitles لانه... عندما غادرت بعدين حديثنا أخر مرة فاتني المفتاح الذي كان امامي والذي يمكنه حل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more