Bir gün bir gölge görebiliriz bir kara deliğin gölgesi çok parlak bir arka plana düşebilir ama bu henüz olmadı. | TED | يمكن أن نرى يوما ما ظلا ألقاه ثقب أسود على خالفية لامعة، لكن لم نرى ذلك بعد. |
Ama bence yeni bir hikayenin başlangıcının ortaya çıkmasını görebiliriz.. | TED | ولكن أعتقد أننا يمكن أن نرى البدايات الأولى لقصّة جديدة بدأت تظهر. |
Eğer oraya yakından bakarsak, uzaya doğru uzanan iki bulut görebiliriz. | TED | إذا قمنا بتكبير الصورة على ذلك، يمكن أن نرى أن هناك عمودين ضخمين يظهران في الفضاء |
Güneş ışığına bel bağlayan herhangi bir mercan göremiyoruz. Onların yerine Gorgon Yelpazesi Mercanı ve mercan otları var. | Open Subtitles | هو بأنّنا يمكن أن نرى مرجان مشجع ومرجان عشب ضار |
Sinyal bu kadar kuvvetliyken nasıl ufukta gemiyi göremiyoruz? | Open Subtitles | إشارة أن قوة، و لماذا لا يمكن أن نرى السفينة في الأفق؟ |
Dünya döndükçe, konumumuzu görebiliyoruz. Sonra kitabı açıyoruz ve incelemek için bölümler arasında geziniyoruz. | TED | وبدوران الكرة الأرضية، يمكن أن نرى مكاننا. ثم يمكن أن نفتح الكتاب ونتحرك خلال الفصول لتصفح الكتاب. |
Neredeyse önsezimizin bilgisayar tarafından sahnelendiğini görebiliyoruz, zihnimizin gözünde işlemden geçen bütün o verilerin betimlenmesi. | TED | يمكن أن نرى تقريباً حدسنا يُمثل على حاسوب، مصوراً كل البيانات التي تعالج في عقلنا. |
Bir belirsizlik marjı var ama farkı burada görebiliriz: Kamboçya, Singapur. Aradaki farklar, verilerin | TED | هناك هامش للشك، ولكن يمكن أن نرى الاختلاف هنا كامبوديا، سنغافورة. الاختلافات تزيد |
Babil'i ziyaret edebiliriz. Çin Seddi'nin inşasını görebiliriz. | Open Subtitles | نحن يمكن أن نزور بابل فى الحقيقة نحن يمكن أن نرى سور الصين العظيم وهو يبنى |
Bazı küçük detaylarında, açık bir şekilde görebiliriz ki patent yasaları kendi maksadıyla çelişiyor yararlı sanatların ilerlemesini teşvik etmek. | TED | إنها الأجزاء الصغيرة منه، وفي هذه التفاصيل الصغيرة يمكن أن نرى بوضوح قانون البراءات يتعارض مع مقصده: لتعزيز تقدم الفنون المفيدة. |
Suyu içeriden görebiliriz. | TED | يمكن أن نرى الماء من الداخل. |
(Gülüşmeler) Kuantum garipliğini daha önce tecrübe etmememize rağmen aksiyondaki çok gerçekçi etkisini görebiliriz. | TED | (ضحك) لكن حتى نحن لا نجرب القوة الكمية، يمكن أن نرى فعل تأثيرها الفعًّال جدًا. |
Ve bu başka insanların düşüncelerini düşünme sürecinin devamlılığını bahsi yükselterek ve çocuklara şimdi sorarak, hareket tahmini için değil, ancak ahlaki bir değerlendirme için görebiliriz. | TED | و يمكن أن نرى استمرار هذه العمليّة لتّعلّم التّفكير في أفكار الناس الآخريين من خلال تصعيد الموقف و بسؤال الأطفال الآن ، ليس لغرض التنبّؤ ، لكنّ لحكم أخلاقيّ . |
Evlerini burada görebiliriz. | TED | يمكن أن نرى منازلهم هنا. |
Evet, ama ufak bir örnek alabilirsek, biyolojilerini etkilediklerini kadar iklim değişikliği göç yollarını nasıl etkiledi görebiliriz. | Open Subtitles | نعم، ولكن اذا كنا نستطيع الحصول عينة صغير جدا يمكن أن نرى... كيف تغير المناخ يؤثر نمط الهجرة، فضلا علم الأحياء الخاصة بهم. |
Kimse girip çıkmıyor, ve içeriyi göremiyoruz. | Open Subtitles | تأتي لا أحد داخل أو خارج، ونحن لا يمكن أن نرى في الداخل. |
Zihnin çalışmasını, davranışların mantığında görebiliyoruz. | TED | حسنًا، يمكن أن نرى طريقة عمل العقل في منطق التصرّفات. |
Bunu toplumsal hareketlilik rakamlarında görebiliyoruz. | TED | يمكن أن نرى ذلك في أعداد الحراك الاجتماعي. |