Şimdi, biraz dikkatli bir vasiyet planlaması ile bu kesintilerin bir çoğu önlenebilir. | Open Subtitles | و العديد من هذه الضرائب يمكن تجنبها مع بعض الحرص في تخطيط الوصية |
İş ve yaşam koşulları birlikte önlenebilir ölümlerin %60'ından sorumludur. | TED | جميعها، ظروف المعيشة والعمل تشكّل ما نسبته 60 بالمائة من حالات الوفاة التي يمكن تجنبها |
Ayrıca pek çok ikincil baş ağrısı uyarıcıları, aşırı su kaybı, göz yorgunluğu ve stres önceden önlenebilir. | TED | والكثير من محفزات الصداع الثانوي، مثل الجفاف، وإجهاد العين والتوتر يمكن تجنبها بشكل استباقي. |
Dünyanın kırsal kesimlerinde halâ milyonlarca insanın önlenebilir sebeplerden hayatını kaybettiğini biliyoruz. | TED | حسنا، نعلم أنه لايزال هناك الملايين من الناس يموتون لأسباب يمكن تجنبها في مجتمعات قروية حول العالم. |
Kalp ve damar hastalıkları yalnızca Amerika'da değil, tüm Dünya'da hemen hemen herkes için tümüyle önlenebilir olmasına rağmen, her şeyden çok insan öldürüyor. | TED | أمراض القلب والأوعية الدموية لا توال تقتل عددا أكبر من البشر -- ليس في هذه دولة فحسب، ولكن عالميا -- من كل الأمور الأخرى مجموعة، ومع ذلك يمكن تجنبها تماما تقريبا للجميع |
Hayır, kehanet yönlüdür. önlenebilir. | Open Subtitles | لا، النبؤة متشعبة يمكن تجنبها |
Matematiği basit: Sağlık Bakanlığı Başhekim raporunun ellinci yılı bundan beş yıl önceydi, bu berbat istatistik öne sürüldüğünde, yüzyılın ortalarına doğruydu -- bu, Birleşik Devletler'de tütün kullanımı dolayısıyla, öncelikli olarak sigaralar yüzünden 17 milyondan fazla önlenebilir ölüm anlamına geliyordu. | TED | قم فقط بحسبة بسيطة: منذ الذكرى الـ50 لتقرير الجراح العام قبل خمس سنوات، عندما جاءت تلك الإحصائية المرعبة، حتى منتصف القرن فقط... أكثر من 17 مليون من الوفيات التي يمكن تجنبها في الولايات المتحدة نتيجة تعاطي التبغ، يحدث أولًا نتيجة السجائر. |