Akbabaları sevmemin bir sebebi biyoloji ve fizikle açıklanabilir biçimde hareket etme eğilimleridir. | TED | أحد أسباب حبي للنسور هي بسبب ميلها للعمل بطريقة يمكن تفسيرها بالأحياء والفيزياء. |
Bu da mide bağırsak sorunu ya da kanama bozukluğuyla açıklanabilir. | Open Subtitles | و الذي يمكن تفسيرها ببساطة بمرض معدي معوي أو مشكلة نزيف |
Bu da mide bağırsak sorunu ya da kanama bozukluğuyla açıklanabilir. | Open Subtitles | و الذي يمكن تفسيرها ببساطة بمرض معدي معوي أو مشكلة نزيف |
Farkındayım. Bir şeyler ima etmek için etrafta çok fazla ucu açık nokta var ama bunlar pek bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | أنا على علم بذلك، اعرف بأن هناك بعض الأمور التي يمكن تفسيرها |
Her gün anlaşılamayan bir şeyle karşılaşıyoruz, bu da onlardan biri. | Open Subtitles | نحن نواجه الكثير من الأشياء التي لا يمكن تفسيرها كل يوم هذا مجرّد شيء آخر |
Açıklanamayan olaylar, Bo'nun hayatının bir parçası olmuştur. | Open Subtitles | هناك ظواهرغريبة لا يمكن تفسيرها كانت جزءاً من حياة بو |
Bu dünyada, mantıklı düşünerek açıklanamayacak şeyler var. | Open Subtitles | هنالك اشياء في هذا العالم لا يمكن تفسيرها بالعقل المجرد |
Her biri kabus gibi görünüyor, anlıyorum ama hepsi de açıklanabilir şeyler. | Open Subtitles | أستطيع أن أدرك كيف تسبب الكوابيس للإنسان . لكن كل واحدة منها يمكن تفسيرها على حده |
Hastaneyi arardım ama şu an pek açıklanabilir bir durumda değil. | Open Subtitles | ...وكنت لأتصل بمستشفى لكنه ليس بحالة ...يمكن تفسيرها في الوقت الحالي |
Sadece oldukça kolay açıklanabilir konularda insanların galeyana getirilmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | فقط لا أريد أن تصاب الناس بنوبة هلع من الأشياء التي لا يمكن تفسيرها بسهولة |
açıklanabilir şeylere. | Open Subtitles | أو تفجّره الأشياء التي يمكن تفسيرها |
İşletmenizi nereye açacağınızı etkileyecek birden fazla etken mümkün olsa da benzer işletme kümeleri çok basit bir öykü ile açıklanabilir - Hotelling's Görsel Rekabet Modeli ile. | TED | بينما توجد عدة عوامل قد تدخل في اختيار الموقع الملائم لمشروعك فإن تواجد المشاريع بقرب بعضها البعض " على شاكل عناقيد " يمكن تفسيرها بقصة قصيرة تدعى " نظام هوتلينج للمنافسة على المواقع التجارية " |
açıklanabilir şeylere. | Open Subtitles | الأشياء التي يمكن تفسيرها |
Farkındayım. Bir şeyler ima etmek için etrafta çok fazla ucu açık nokta var ama bunlar pek bir şey ifade etmiyor. | Open Subtitles | أنا على علم بذلك، اعرف بأن هناك بعض الأمور التي يمكن تفسيرها |
Bilirsin, mantıklı düşünme problem çözme bunlar anlaşılamayan bir şekilde yanlış taktikler. | Open Subtitles | أقصد، التروي ...وحلّ المشاكل هذه تكتيكات لا يمكن تفسيرها أنّها خاطئة |
Açıklanamayan olaylar Bo'nun hayatının bir parçası olmuştur. | Open Subtitles | ثمة وقائع غريبة لا يمكن تفسيرها كانت جزءاً من حياة "بو" |
Çünkü bir şeyler görmüşlüğüm var. Bilimle bile açıklanamayacak şeyler var. | Open Subtitles | لأنّي شهدت أمورًا لا يمكن تفسيرها حتّى بالعلم. |