Fausto'da olduğu gibi, her şeye sahip olduğuna inanan ve onun ne olduğunu araştırmak için yola çıkan bir adam. | TED | كما هو الحال مع فاوستو، رجل يعتقد أنه يملك كل شيء وشرع في حصر كل ما يملك. |
Gönlünün istediği her şeye sahip olmasına rağmen, prens şımarık, bencil ve zalimmiş. | Open Subtitles | ورغم انه كان يملك كل شيء يتمناه قلبه إلا انه كان فاسد وقاسي وأناني |
Dünyada olabilecek her şeye sahip olan o ansızın bir hiçe dönüşmüştü. | Open Subtitles | فتى كان يملك كل شيء في العالم، تحول بغتةً إلى العدم |
O her şeye sahipti. | Open Subtitles | وهو يملك كل شيء |
Çocuk her şeye sahipti. | Open Subtitles | كان يملك كل شيء |
Şuradaki kemerinde silah dışında her şeyi olan güvenlik görevlisine soralım. | Open Subtitles | لنسأل الحراس. من يملك كل شيء على حزامه ما عدا المسدس. |
Babanın her şeyi vardı ama benim hiçbir şeyim yoktu! | Open Subtitles | كان والدك يملك كل شيء و أنا لا شئ |
her şeye sahip bir insana ne hediye alabilirsiniz ki? | Open Subtitles | ماذا قد تجلب للشخص الذي يملك كل شيء بالفعل؟ |
her şeye sahip biri olmana rağmen aslında ne istediğin hakkında hiçbir fikrin yok. | Open Subtitles | بالنسبة لشخص يملك كل شيء لا تدري ما الذي تريده |
Çünkü her şeye sahip olan bizler, iklim krizi veya Paris Anlaşması'nda ortaya konan gerçek taahhütleri umursamıyorsak Hindistan ve Nijerya gibi yoksul ülkelerin iklim konusunda bir şey yapmasını nasıl bekleyebiliriz? | TED | فكيف لنا أن نتوقع من دولٍ كالهند ونيجيريا أن يهتموا بأزمة المناخ عندما يرون لامبالاتنا نحن من يملك كل شيء أو مدى التزامنا الفعلي باتفاقيّة باريس؟ |
her şeye sahip olan çatlak adamın bir de kuşu mu varmış? | Open Subtitles | أي شيء للرجل المجنون الذي يملك كل شيء ؟ |
- Hiç kimse her şeye sahip olamaz. | Open Subtitles | لا أحد يملك كل شيء |
Yaşamak için her şeye sahipti! | Open Subtitles | عندما كان يملك كل شيء ليعيش من أجله! |
O her şeyi olan zengin çocuk. | Open Subtitles | هو الرجل الغني الذي يملك كل شيء |
Bay Teal'in her şeyi vardı. | Open Subtitles | كان السيد (تيل) يملك كل شيء |