"ينبغى" - Translation from Arabic to Turkish

    • gereken
        
    • gerekiyor
        
    • gerek
        
    • lazım
        
    • gerekir
        
    • gerektiği
        
    • zorunda
        
    • gerekirdi
        
    • gerekmiyor
        
    • olur
        
    • gerekmez
        
    Ve bence yaşama dair fikirlerimizi inşa etme hakkında düşünmeye başlamamız gereken nokta burası. TED وأعتقد أننا من هنا ينبغى أن نبدأ من حيث طريقة التفكير البناء من خلال أفكارنا فى الحياة.
    Diğer düşünmemiz gereken şey de kimyasal karmaşıklığın ortaya çıkışı. TED الاحتمال الآخر الذى ينبغى علينا التفكير به هو ظهور التعقيد الكيميائى.
    İkimizin de randevusu var ve geç kalmamamız gerekiyor. Open Subtitles إن لديك ارتباط و كذلك أنا ولا ينبغى أن نتأخر
    "Ödülün için endişelemene gerek yok. Eğer tek sevdiğin şey para ise," Open Subtitles ينبغى ان لا تقلق على مكافأتك اذا كان المال هو ما تحب,
    Bir yıllığına onları erkek okullarına göndermek lazım. Sululuk hakkında erkekler de bir şeyler öğrenirdi. Open Subtitles ينبغى أن تذهبن إلى جامعة الرجال فى الجامعة يتعلم الرجال شيئاً عن النقاء
    Güçsüzlere kendileri için dövüşecek biri gerekir. Open Subtitles ينبغى أن يكون لدى الشخص الضعيف شخص ما يدافع عنه
    Ev olması gerektiği gibi güvenli olmadığı için özür dilerim. Open Subtitles اعتذر لكون هذا المنزل لم يكن آمنا كما كان ينبغى
    Kendi yerçekimsel kuyusu içinde kaybolması için ne kadar küçük olmak zorunda? Open Subtitles أي صغر ينبغى أن تصل إليه لتختفى في بئر الجاذبية خاصتها ؟
    Bizim avcı uçaklarını göremiyorum. Bize çoktan yetişmeleri gerekirdi. Open Subtitles انا لا ارى اى من مقاتلاتنا , سيدى كان ينبغى ان يلحقوا بنا الان
    Yapmamanız gereken bir şeyi yaptığınızı düşünseniz bile, burada kimsenin sizi cezalandırmayacağını bilmenizi istiyorum. Open Subtitles أنك قد فعلت شيئاً ما كان ينبغى فعله فلن يعاقبك أحد هنا
    İnsanlar niçin yapmamaları gereken şeyleri yaparlar? Open Subtitles لماذا يفعل أى فرد شيئاً ما كان ينبغى أن يفعله ؟
    Kadınla erkek arasında gizli kalması gereken şeyler vardır. Open Subtitles ثمة أمور معينة ينبغى ان تظل مفهومة ضمنيا
    İnsanın, hiç değer vermediği bir şey konusunda, her şeyi bilmesi gerekiyor. Open Subtitles ينبغى لك أن تعرف كل شئ عن شئ لا تسخر منه
    Sizinle orada buluşurum. Kuru temizleyiciye bir şey bırakmam gerekiyor. Open Subtitles ينبغى على ان أمر على المغسلة أولاً وسأقابلكم هناك
    Makyaj, adet dönemleri veya öz güven sorunlarının bizi... ..ilgilendirmemesi gerekiyor. Open Subtitles أنه لا ينبغى علينا معرفة أى شيئ عن المكياج أو الدورات الشهرية أو مواضيع الإعتداد بالنفس
    Bu sabah buraya gelmenize gerek yoktu. Özür dilerim. Bir hata olmuş. Open Subtitles ما كان ينبغى لك المجئ إلى هنا هذا الصباح ، إننى آسف ، لقد كان هناك خطأ
    - Söylediğin her şey yalandı! - Hapse atılman gerek! Yalancı! Open Subtitles كل كلمة قلتها كانت كذبا ينبغى أن تسجنى أيتها الكاذبة
    Beni, söylediğim her şeye inanmayacak kadar iyi tanıyor olman lazım. Open Subtitles ينبغى أن تعرفيننى حتى لا تصدقى كل ما أقوله
    Aslında eski müvekkillerim demem gerekir, değil mi? Open Subtitles ينبغى على القول موكلين سابقين.أليس كذلك؟
    Çoktan beri iyi çocuklar gibi oyun oynayamıyorduk, oynamamamız gerektiği de aşikârdı tabi ki. Open Subtitles و بما أننا لم نتمكن من اللعب معاً مثل طفلين جيدين بالطبع كان من الواضع أنه لا ينبغى علينا اللعب مطلقاً
    Umarım şişman bir karısı da vardır ve onunla dans etmek zorunda kalmam. Open Subtitles أتمنى أن تكون له زوجة بدينة ، فلا ينبغى على أن أراقصه فى ضوء القمر
    Andrews haklıydı. O salağı zincire vurmak gerekirdi. Open Subtitles أندروز كان محقا كان ينبغى تقييده بالسلاسل
    James, insanlar sana kötü davrandığında arkanı dönerek iyi davranman gerekmiyor. Open Subtitles تعرف يا جايمس عندما تعاملك الناس سيئا لا ينبغى أن تستدير وتعاملهم بلطف
    Katlandığımız her şeye karşı durup hatalarımızdan ders çıkarmak istiyorsan o zaman bu kanıtları yok etmesek iyi olur. Open Subtitles وإذا كنت تريد أن تذهب وتقف ضد كل شيء، تعلم من الاخطاء ينبغى علينا عدم التخلص من تلك الأدلة.
    Bazen suyu hissetmen için onu görmen gerekmez Lysanor. Open Subtitles فى بعض الاحيان لا ينبغى ان ترى الماء لكى تملك الماء,ليزانور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more