"ينتظرها" - Translation from Arabic to Turkish

    • beklediği
        
    • bekliyor
        
    • bekleyen
        
    • beklediğini
        
    • bekliyordu
        
    • bekliyormuş
        
    • beklenilen
        
    İşte bu noktada beni aradılar, tüm güneş sistemi astronomlarının beklediği telefondu bu. TED هذا عندما تلقيت مكالمة هاتفية، المكالمة التي ينتظرها جميع علماء الفلك المختصين بالنظام الشمسي.
    Sevgili konuklar, şimdi her popüler erkeğin sabırsızlıkla beklediği mezuniyet balosunun kraliçesinin seçiminebaşlıyoruz. Open Subtitles والآن مع اللحظة التى ينتظرها كل شاب قام برهانا ليصنع من أى فتاة متفردة ملكة جمال الحفل
    Adam kangren yüzünden bacağını kaybetti ve adada kadını bekliyor. Open Subtitles لقد فقد ساقه نتيجة الغرغرينا بينما كان ينتظرها على الجزيرة
    Zavallı küçük köpekçik kapının kenarında oturmuş onun eve gelmesini bekliyor. Open Subtitles انه كلبٌ حزين واقفاً امام الباب ينتظرها لأن ترجع إلى المنزل
    İnsanları doğru yargılamak istiyorsanız salonda bekleyen her danışmanı anında yakalamak ve sorguya çekmeniz gerek. TED إن أردت أن تحكم علي الناس بصدق، يجب ان تصل للنقطة التي ينتظرها الاستشاريون، وترسم جدولاً
    Bana kızın, şüphelinin yukarıda beklediğini bilmediğini mi söylüyorsun? Open Subtitles تخبرينى ان تلك الفتاة لم تعرف ان الجانى ينتظرها فى الاعلى ؟
    Eğer eve geç dönerse merdivenlerde onu bekliyordu. Open Subtitles إذا عادت لمنزلها بوقت متأخر... يكون ينتظرها على الدرج
    Sürekli trene bakıp duruyordu. Sanki onu orada biri bekliyormuş gibi. Open Subtitles وكانت تنظر للقطار كما لو أن أحداً ينتظرها هناك
    Eminim bu tam onun beklediği yanıttı. Open Subtitles أنا متأكدة من أنها كانت الإجابة التي ينتظرها
    Seyircinin beklediği an geldi. Nasıl bir sonuç ortaya çıkacak acaba? Open Subtitles والان مع اللحظة التي ينتظرها الجمهور وكيف ستكون ؟
    Sakallı akbabanın beklediği de tam bu andı. Open Subtitles وهذه هي اللحظة بعينها التي ظلّ ينتظرها النسر الملتحي.
    İşte bu Rakita ve arkadaşlarının beklediği an. Open Subtitles إنَّها اللحظة التي كان ينتظرها راكتيكا وأصحابه.
    Çünkü okulda onu iyi bir yemek bekliyor. TED حسنًا، لأنه ينتظرها وجبة غذائية جيدة في المدرسة.
    Almak için herkes tabana vurmasını bekliyor. Open Subtitles فالكل ينتظرها لتصل السعر الأدنى ليشتروها بسعر رخيص
    İçeri girmesini bekliyor. Şimdi tam zamanı. Hadi gidelim. Open Subtitles انه ينتظرها لتدخل هذه فرصتنا ، فقط اتبعينى
    Şerefsiz kocası Zach de kadını terketmek için bebeğin doğmasını bekliyor. Open Subtitles وزاك هو زوجها الحقير .. الذي ينتظرها حتى تضع الطفل ليأخذ الطفل ويتركها
    O kanepe her nereye gidiyorsa onu takip edeceğim çünkü diğer tarafta onu bekleyen birileri olacaktır ve ben bunun kim olduğunu öğrenmek istiyorum. Open Subtitles أينما تذهب الأريكة سأتبعها لأن أحدهم ينتظرها, وسأعرفه
    Nerede olduğunu bulduğumdan beri bekleyen bir müşteri vardı. Open Subtitles كان هناك بائع ينتظرها منذ أن علمت بوجودها
    Burada onu bekleyen bir sürü içki var bir an önce gelecektir.. Open Subtitles نعم ، فيوجد الكثير من الكحول ينتظرها هنا وستعود من أجله
    Nişancının beklediği şey de bu, kızın onun onu beklediğini bilmemesi. Open Subtitles و ذلك ما يعول عليه القناص و هي لا تملك أدنى فكرة أنه ينتظرها
    Panik yapıyorum çünkü onu neyin beklediğini biliyorum. Open Subtitles و افزع لانى اعرف ما الذى ينتظرها هناك
    Sandra'nın nöroloji muayenehanesi daha yeni açılmıştı... derken bir gün bavullarını topladı, en iyi arkadaşım da dışarıda onu bekliyordu. Open Subtitles التدريب العصبي لساندرا ...كان يسير بشكل طيب وفي يوم ما كانت حقائبها معدة... وأعز أصدقائي ينتظرها بالخارج
    Adeta katil, Ajan Barrett'ın şehirden ayrılmasını bekliyormuş. Open Subtitles يبدو تقريبا كأن القاتل كان ينتظرها أن تغادر.
    ...Kayaba Akihiko tarafından geliştirilen ve herkes tarafından beklenilen GYDRYO. Open Subtitles كايابا أكيهيكو كما أنّها لعبة ينتظرها الجميع بفارغ الصبر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more