Her şey bulutlara taşınıyor ve bu veriler devasa şirketler tarafından tutuluyor. | TED | فكل شيء ينتقل إلى الخدماتِ السحابيّة، حيث تقوم الشّركات العملاقة بتخزين البيانات، |
Prova piyanistimiz taşınıyor. | Open Subtitles | فعازف البيانو المتدرّب لدينا على ما يبدو ينتقل |
İşini kaybedip de ailesiyle aynı eve taşınmak zorunda kalan bir adamla ilgili. | Open Subtitles | انه حول هذا الرجل الذي فقد وظيفته وعليه ان ينتقل للعيش مع والديه |
Azamet! Evet işte bu yüzden Derek'ten bana taşınmasını isteyeceğim. | Open Subtitles | العظمة، هذا هو سبب طلبي من ديريك أن ينتقل للعيش معي |
Yönlendirme sistemini bir bilgisayar- dan diğerine transfer edeceğiz, adamlar girişe gelince okuma değerleri hazır olmalı. | Open Subtitles | لابد أن نقوم بنقل نظام التوجيه من حاسب إلى الآخر أريد أن يكون كل شيء جاهزا عندما ينتقل الرجال |
Ve, burada, bir insandan ötekine bulaşan şey bir davranış değil bir normdur. Bir fikir yayılıyor. | TED | وهنا، الشئ الذي ينتقل من شخص لآخر ليس هو السلوك، بل العادة. فكرة تنتشر. |
Peki daha iyi bir yere taşınmadan önce bizimle ne kadar kalacaksınız | Open Subtitles | لذا، منذ متى ستكون البقاء معنا أمامك ينتقل إلى بيت أفضل، ثمّ، |
Ve şimdi video dersin bir sonraki bölümüne geçiyor. | TED | والآن ينتقل الفيديو إلى الجزء الثاني من المحاضرة. |
Böylece Lou karısını ve çocuklarını terk etti ve Tina'ya taşındı. | Open Subtitles | إذا ، لو يترك زوجته و أولاده و ينتقل برفقة تينا |
...çünkü olan şey, ışığın tüp dışında kavisli başka herhangi bir yolla gözüne seyahat etmediğini doğrulamasıdır. | Open Subtitles | لأن هذا يؤكّد أن الضوء لا ينتقل لعينه عن طريق أي مسار معوجّ خارج الأنبوبة |
Yeni oda arkadaşın hızlı taşınıyor; ama onun yalanlarını ortaya çıkaracak kişi sensin. | Open Subtitles | زميلك الجديد بالسكن ... ينتقل بسرعة لكن أنت من سيكون عليه كشف أكاذيبه |
Sanırım Angelo buraya taşınıyor diye, sen buradan taşınacaksın. | Open Subtitles | إذا أعتقد أن انجيلو سوف ينتقل للعيش هنا، والآن أنت سوف تغادرين. |
sonrasında kol kesildiğinde bu öğrenilmiş felçlilik durumu beden algınıza taşınıyor ve tabi hayalete de. | TED | وبعد ذلك، عندما بترت الذراع، هذا الشلل المتعلم ينتقل إلى ال -- إلى صورتك لجسمك وإلى ذراعك الوهمية، حسنا؟ |
Birlikte yaşayabilmemiz için evinden taşınmak istiyor. | Open Subtitles | يريد أن ينتقل من منزله حتى نسكن مع بعضنا |
Ronny, yeni bir ev alamazsam ya da eve daha fazla ekmek getiremezsem, çocuklardan birine kız kardeşime taşınmasını söylemem gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن أُخبرك أحد أطفالي أن ينتقل ليعيش مع شقيقتي، حسناً؟ |
Belki de en iyisi, birimizin başka bir göreve transfer olması. | Open Subtitles | ربما من الافضل أن ينتقل واحد منا إلى فريق آخر |
Kvart'ın karısının haberi kadar çabuk yayılıyor. | Open Subtitles | الخبر ينتقل بنفس سرعة انتشار خبر ذهاب زوجة كرافات |
Bess ve o taşınmadan önce bu son birkaç gün için izin kullanıyorum. | Open Subtitles | سآخذ إجازة اليومين المقبلين لأبقى معه طوال الوقت قبل أن ينتقل وبيس بعيداً |
Bu mezuniyet değil 4.sınıftan 5'e geçiyor. Bu bir tören. | Open Subtitles | انه ليس حفل تخرج بل انه ينتقل من الصف الرابع الى الصف الخامس |
Bazıları bu nehirde çalışmak için taşındı bazıları ise kafa dinlemek için taşındı. | Open Subtitles | بعض الناس ينتقل الى النهر حتى يعمل والبعض ينتقل إليه ليبتعد عن الناس |
Peki, ışık boş uzayda nasıl seyahat eder? | Open Subtitles | اذا كيف ينتقل الضوء عبر المساحة الفارغة؟ |
Motaba sadece insan teması ile bulaşıyor demiştin. | Open Subtitles | فيروس موتابا ينتقل فقط بالاحتكاك المباشر, قلت ذلك بنفسك سام |
Düşünüyorumda o hiç hoşçakal demediyse, belki Malcolm buradan hiç taşınmadı. | Open Subtitles | أنا أفكر إذا لم يقل مع السلامة أبدا ، ربما مالكوم لم ينتقل من هنا أبدا |
Mizah, dilin diğer türlerinden bağımsız bir şekilde hareket eder. | TED | الخطاب الكوميدي ينتقل على موجة مميزة عكس الأشكال الأخرى للغة. |
Hindistandaki kutsal şehir Varanasi'ye, Hinduların ölümden sonrasına nasıl devam ettiklerini öğrenmeye geldim. | Open Subtitles | قدِمت إلى مدينة فاراناسي المقدسة في الهند لمعرفة كيف ينتقل الهندوس بعد الموت |
Bunu şöyle de düşünebiliriz: Işık 45 derecelik bir açıyla gittiği için her zaman bir karenin köşegenini geçer. | TED | هذه طريقة أخرى للتفكير بها: بما أن الضوء ينتقل بزواية 45 درجة، فهو دائمًا يقطع القطر لوحدة مربعة. |
Veteriner bulaşıcı zührevi tümör teşhisi koydu, köpekleri etkileyen cinsel yolla bulaşan bir kanser. | TED | ﺷﺨﺺ ﺍﻟﻄﺒﻴﺐ ﻫﺬﺍ ﻋﻠﻲ ﺍﻧﻪ ﻭﺭﻡ ﺗﻨﺎﺳﻠﻲ ينتقل بالاتصال الجنسي يصيب الكلاب |