Düşüyor, iniyor. 42'ye düşüyor. | Open Subtitles | يهبط، ينخفض إنه ينخفض إلى 42 قلبه يميل للتوقف |
Kalkıyor, iniyor. Neden olmadan yeniden kalkıyor. | Open Subtitles | أعني, إنه يرتفع و ينخفض إنه يرتفع من دون سبب |
İnsanlar yalan söylerken, yanaklardaki Kan akışı azalır ve burundaki Kan akışı artar. | TED | عندما يكذبُ الناس، ينخفض تدفق دم الوجه في الخدين، ويزداد تدفق دم الوجه في الأنف. |
Aslında hiperkalsemisi var ve bu da hidroflorik asit yüzünden normale düşmüş. | Open Subtitles | إذاً فهو يعاني من فرط الكالسيوم الذي ينخفض إلى الطبيعي بسبب حمض الفلور |
- Kalp atışı düştü. - 12 kanallı elektrokardiyografi getir hemen. | Open Subtitles | نبض القلب ينخفض حسناً , أعطني مخطط رسم القلب , حالاً |
Suç oranları düşmeye başlayacak polislerin tutuklayacağı daha az insan olacak. | Open Subtitles | . و معدل الجريمة ينخفض . أو أن تجلبوا احد للسجن |
Yeterince uzun bir zaman çizgisinde sağ kalma oranı herkes için sıfıra düşer. | Open Subtitles | مرحباً علي مدي زمني طويل بما يكفي معدل النجاه لكل شخص ينخفض للصفر |
Herkes dizinin üstüne. Kıpırdamayın. Herkes yere yatsın. | Open Subtitles | كل شخص ينخفض كل شخص ينخفض, يديكم على رؤوسكم بدون حركة |
Kan basıncı düşüyor. Trombolitik ilaç vermenin zamanı olabilir. | Open Subtitles | إن ضغط دمها ينخفض لذا ربما يكون الوقت قد حان لإعطاء حالات الخثرة |
Oksijen değerleri 60'lara kadar iniyor. | Open Subtitles | الاكسجين ينخفض الى الستينات مالذي تريدين عمله د. |
Güneş filtresi iniyor. Bize gereken şey, bilgisayarın daha zeki olması. | Open Subtitles | " حاجز الشمس ينخفض " هذا ما نحتاجه ، الحاسوب يحاول التذاكى |
En son 1000'e düştü. Hâlâ iniyor. | Open Subtitles | لقد إنخفض إلى ألف ، ولا زال ينخفض |
- Vazgeç. - Hedefi göremiyorum. Kan basıncı düşüyor. | Open Subtitles | تراجع وايت لا أستطيع رؤية الهدف خلال هذا الدم,وضغطها ينخفض |
Doğrulduğunda Kan basıncı düşüyor, uzandığından normale dönüyor. | Open Subtitles | ينخفض ضغط الدّم عندما ينتصب، ويعود لطبيعته عندما يستلقي |
Aslında bugün gelecekti ama değerleri düşmüş, o yüzden durumu düzelene kadar tutacaklar. | Open Subtitles | كان من المفروض أن يعود غدا لكن معدل كرياته بدأ ينخفض لذلك سيحتفظون به حتى تستقر كرياته |
Değerleri düşmüş görünüyor. Galiba elli civarında. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد انه ينخفض أنه أقل من الخمسين |
Hiç. Devriye olaysız geçti. ÖIdürme ortalamam iyice düştü. | Open Subtitles | الدوريات أصبحت هادئة تماما، عدد مصاصي الدماء الذين أقتلهم ينخفض |
Ve görüldü ki, bu kayıtlar halkın ulaşabileceği bi yerde olunca, insanların elektrik masrafları düşmeye başladı. | TED | وما وجدوه هو انه عندما تنشر السجلات على الملأ ينخفض إستخدام الناس للكهرباء في تلك المجتمعات |
Adams haklıysa, ateşi çıkar, tansiyonu düşer, bunları tedavi edebiliriz. | Open Subtitles | ينخفض ضغط دمه يمكننا معالجة ذلك سيخرج من هنا صحيحا |
Herkes yere yatsın, yoksa onun kafasına sıkacağım. | Open Subtitles | الجيميع ينخفض وإلا اطلقت عليها |
Deniz buzunun giderek kaybolduğu ve en düşük seviyede olduğu ile ilgili haberlere boğuluruz hep. | TED | نحن نسمع طيلة الوقت على محطات الاخبار ان البحر المتجمد يتلاشى وان مستواه ينخفض |
Tansiyon düşüyor. Nabız düzensiz. | Open Subtitles | ضغط الدم ينخفض, إنه يصاب بانعدام انتظام النبض |
Kan şekerim düşünce asabileşiyorum. | Open Subtitles | عندما ينخفض السكر في دمي, أصبح سريع الإنفعال. |
Eğer kısmen bile trafiği azaltabilirseniz, o zaman tıkanıklık düşündüğünüzden çok daha hızlı azalır. | TED | حينما تتمكن من خفض حركة المرور، بالتالي ينخفض الازدحام بشكل سريع غير متوقع. |
Olay şu, daha çok davranış iteklendikçe uyumsuzluklar azalıyor. | TED | النقطة تكمن في أن التنافر ينخفض مع زيادة مثل هذه السلوكيات. |