İnsanlar er ya da geç bu tip hilebazları açığa çıkarırlar. | Open Subtitles | عاجلاً أو آجلاً ينكشف أمثاله من المحتالين |
Bu sır açığa çıktığında, bir daha ne bana ne de aileme dokunamayacaksınız. | Open Subtitles | , بمجرد أن ينكشف السر لن تستطيعوا أن تمسوني أو تمسوا عائلتي |
Eğer yanlış kişilerin eline düşerse, gizli operasyonlarımızı içeren liste herşey açığa çıkar. | Open Subtitles | و إذا ما وقع في أيد غير أمينة فكل ملف لدينا سوف ينكشف بما في ذلك قائمة العملاء السريين |
Orası silah sadece doldurulurken ya da ateşlenirken açığa çıkar. | Open Subtitles | قاع المنزلقة ينكشف فقط فى حالة شحن المسدس او عند إطلاق النار. |
Buluşma eğer kutlama yemeği partisinde olursa kaynak ifşa olabilir. | Open Subtitles | . إن تم اللقاء في حفلة الغداء . يمكن للمصدر أن ينكشف أمره |
Ben olsaydım ortaya çıkacak şeyleri bildiğimden kapatırdım konuyu. | Open Subtitles | انا سوف اتوقف الان والا تعرفين ما الذي سوف ينكشف |
İç acı her zaman açığa çıkar. | TED | إن الوجع المكتوم ينكشف دائماً. |
Kimliği açığa çıkarsa öldürülür zaten. | Open Subtitles | بمجرد أن ينكشف سيصبح كالميت بالضبط |
Ya kan grubu AB negatif değil, ya da kimliğinin açığa çıkmasından korkuyordu. | Open Subtitles | أو كان يحاول حماية نفسه حتى لا ينكشف |
Yani Sydney'yi SD-6'daki kimliğini açığa çıkaracak kadar tutabilirler mi? | Open Subtitles | أنت تقول أن غطاء سيدنى يمكن أن ينكشف فى الـ إس دي -6 |
Sen bir yolunu bulursun ya da sırrın açığa çıkar. | Open Subtitles | سوف تجدين طريقة ما أو سرّكِ سوف ينكشف |
Eğer durum açığa çıkarsa hayatın nasıl olur? | Open Subtitles | كيف ستبدوا حياتكِ بعد أن ينكشف هذا؟ |
Gizliliğim açığa çıkmadı. | Open Subtitles | لم ينكشف غطائي يوماَ |
Eğer bizim tarafımızda bir silah bulunursa, bütün gizliliğimiz açığa çıkmış olacak, ve Meg'in hayatını tehlikeye atmayacağım. | Open Subtitles | إذا وجد مسدّس بحوزة أحدنا، فسوف ينكشف كلّ غطائنا، ولن أعرّض حياة (ميغ) للخطر |
aksi takdirde kimliğim açığa çıkacak. | Open Subtitles | . أو ينكشف غطائي |
Bugün az kalsın kimliğim açığa çıkacaktı. | Open Subtitles | .لقد كاد غطائي أن ينكشف اليوم |
Donna'nın kaybedecek bir şeyi yokken, sırrının açığa çıkması an meselesiydi artık. | Open Subtitles | بإنفصال (دونا) كانت مجرد مسألة وقت قبل أن ينكشف سرها |
Orkestra projesi açığa çıktığında Taryn güvende olacak. | Open Subtitles | يُفترض أن تكونا سوياً ستكون (تارين) آمنة عندما ينكشف المشروع "أوركسترا" |
İfşa olmadan önce oraya gidip onu almamız lazım. | Open Subtitles | يجب علينا أن نذهب إلى هناك ونخرجه قبل أن ينكشف غطاؤه. |
Güneş az önce battı ama tan yeri ağırınca sayımızın azlığı ortaya çıkacak ve etkisiz hale getirileceğiz. | Open Subtitles | الشمس غربت للتو لكن مع طلوع الفجر. عددنا الصغير سوف ينكشف و سنكون معزولين. |