Sen bir dava üzerinde çalışırken oluşturduğun kişi. Hey. Endişelenecek bir şey yok. | Open Subtitles | الشخص الذي تتحوّلين إليه عندما تعملين على قضيّة لا يوجدُ شيء يدعو للقلق |
O kız hakkında meraklanacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجدُ شيء حول تلك الفتاة يستحق أن تكوني فضولية بشأنه |
Tanrı'nın bu yeşil dünyasında benim gönüllü olarak bir karakola girmemi sağlayacak hiçbir şey yok ama kasabada tamirdeyken bir uğrayıp bu işin altından nasıl kalktığını bir göreyim dedim. | Open Subtitles | أتعلم، لا يوجدُ شيء على وجهِ كوكبِ الأرض، بإمكانهِ أن يقنعني بالدخول طواعيّة لمركز شرطة. و لكني كنتُ أقضي حاجيّاتي في المدينة. |
Bulacak bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجدُ شيء لحله. |