| Linki koyabilen bir kişi ve diğer bir kişi var ...sonunda, ona tıklanıp, tıplanmadığına karar vermeye çalışıyor. | TED | لا يوجد شخص واحد يجهز الرابط، ولا يوجد شخص آخر في الطرف الآخر يحاول أخذ قرار هل يضغط على أم لا. |
| Haftasonları izleyen tek bir kişi var. | Open Subtitles | ولكن يوجد شخص واحد للمراقبه فى ايام العطلات |
| Dünyada bu izi bırakacak yalnızca bir kişi var. | Open Subtitles | يوجد شخص واحد في العالم لديه هذه البصمة |
| - Güzel. - Pekala, gidebileceğimiz bir kişi var. | Open Subtitles | جيد يوجد شخص واحد يمكننا الذهاب له |
| Ama bunu yapmayacak. Yapabilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | لكن يوجد شخص واحد يمكنه إيقاف هذا |
| Bunu bilebilecek tek bir kişi var tabii ki. | Open Subtitles | يوجد شخص واحد الذي يكون متأكدًا من ذلك |
| - Bana yardım edebilecek tek bir kişi var. | Open Subtitles | يوجد شخص واحد فقط بوسعه مساعدتي |
| Burada sadece bir kişi var benim gibi - sadece Guru. | Open Subtitles | يوجد شخص واحد مثلي هنا جورو فقط - |
| Brian'ın bu binada güvendiği bir kişi var. | Open Subtitles | يوجد شخص واحد يثق به براين) في هذا المبنى) |
| Brian'ın bu binada güvendiği bir kişi var. | Open Subtitles | يوجد شخص واحد يثق به براين) في هذا المبنى) |