"يوجد وقت" - Translation from Arabic to Turkish

• zaman yok
• vakit yok
• vaktimiz yok
• zamanımız yok
• zamanım yok
• bir zaman
• zaman var
• vaktim yok
• vakit kalmadı
• Zaman kalmadı
• vakit var
• zamanın yok
• zamanı değil
• vaktimiz kalmadı

Biz bu Yeni Dünya'yı inşa ederken şairlerin aşkı için zaman yok.
بينما نحن نبني هذا العالم الجديد هناك لا يوجد وقت لحب الشعراء

Eğer gerçekten 2 derecelik senaryoyu önlemek istiyorsak, harekete geçmek için şu andan başka bir zaman yok.
إذا كنا نريد تجنب سيناريو الدرجتين، لا يوجد وقت أفضل من الآن للتحرك.

Yeniden hızlanmak için vakit yok.
لا يمكننا تقليل السرعة لا يوجد وقت لزيادتها ثانية

Açıklayacak vakit yok.
أين كنت؟ لا يوجد وقت للشرح فقط تعالى معى

-Bu oyunlara vaktimiz yok!
لا يوجد وقت لهذه الألعاب يجب أن نصل الى الساحة

Çok fazla insan var. Deneme çekimleri için zamanımız yok.
يوجد العديد من الأشخاص ينتظرون دورهم لا يوجد وقت لدينا

Bir sorun varsa, yeteri kadar zaman yok.
وإذا ما حدثت مشكلة، لا يوجد وقت كاف لتفاديها.

Cevap için 3 Cevap için 2 Cevap için 1 Son hücredeki tam tavşan sayısını hesaplamak için yeterli zaman yok.
الحل خلال 3 ثواني خلال ثانيتين خلال ثانية واحدة لا يوجد وقت كافٍ لحساب عدد الأرانب في آخر خلية.

Parasızlıktan önce. Şimdiyse, zaman yok.
قبل المسلسل، لم يكن هناك مال الآن، لا يوجد وقت

-Tahtayla örtebiliriz. -Buna zaman yok.
ـ يمكننا تغطية النوافذ جيداً ـ لا يوجد وقت لذلك

Düşünmek için zamana ihtiyacım var ve hiç zaman yok.
احتاج الوقت للتفكير بذلك ولاكن لا يوجد وقت

- vakit yok! - Başarabiliriz! - Haydi!
لا سوف يصطدم بنا مازلنا يمكننا العبور لا يوجد وقت كافى

Bugün çok güzel bir gün olacak, yine de abuk sabuk şeyler için vakit yok.
اليوم سيكون يوماً رائعاً مع ذلك، لا يوجد وقت لأضيّعه في التسكّع

vakit yok.
لا يوجد وقت هل تعلم مدى الضرر الذى احدثته ؟ اعتبر عائلتك ماتت

Fazla vaktimiz yok ve toparlanmalıyız. Toparlanmak mı?
إدخلوا لا يوجد وقت , يجب نحزم أغراضنا نحزم

Sıçramadan önce yeterli vaktimiz yok. Bir sonraki arada bu gemiye gelsin. Teşekkür ederim, Doktor.
, لم يكن يوجد وقت كافي قبل ان نقوم بالعبور اود الاتصال به اول شي خلال الدورة التالية

Hayır. Yeterli zamanımız yok. Birkaç tane daha donmuş Baxter'ımız olur.
كلا، لا يوجد وقت كافي، ربما نتسبب بتجمد العديد من الناس

- zamanımız yok! - Düşünceli olmak için daima zaman vardır.
لا يوجد لدينا متسع من الوقت دائما يوجد وقت للاعتبار

Açıklayacak zamanım yok. Maydanoz Dedektif yerimizi bulmuş.
لا يوجد وقت للشرح ، لقد عرف المتطفل حول هذا المكان

Ama bilmen gerektiğini düşündüğüm bir zaman var, özellikle bir zaman...
ولكن كان يوجد وقت وقت بالتحديد اعتقدت أنه يجب أن تعرفيه

Affedersiniz, gevezelik için vaktim yok. Bu adam burada mı?
المعذرة لا يوجد وقت للترهات أيقيم هذا الرجل هنا ؟

Lenfomam ve endişelerim arasında uyumaya vakit kalmadı.
بين حالة القلق وسرطان الغدد اللمفاوية لا يوجد وقت جيد للراحة

- Yerine bir şey koyacağız. - Zaman kalmadı, Yoldaş General.
سوف نقوم بعملية استبدال لا يوجد وقت أيها الجنرال

Bilincini kaybetmeden önce bir şarjlık vakit var.
لا يوجد وقت إلا لشحنة واحدة قبل أن يفقد وعيه.

Bu işi düzgünce yapabilmek için yeterli zamanın yok.
لا يوجد وقت كاف لتحصل على ذلك بدقة

Dinozorlarla oynama zamanı değil, canım. Sıvışalım buradan.
لا يوجد وقت للعب مع الديناصورات يا عزيزتي، لنغادر بسرعة.

Ona vaktimiz kalmadı.
لا يوجد وقت لهذا