"يوفّر" - Translation from Arabic to Turkish

    • sağlıyor
        
    • kazandırır
        
    En azından biraz serotonin sağlıyor. İsteği azaltıyor. Open Subtitles لكنّه على الأقل يوفّر بعضَ السيروتونين، ممّا يخفّ الشهوة
    Gece, insanların avına saldırması için mükemmel bir ortam sağlıyor. Open Subtitles الليل يوفّر فرصةً ممتازة ليهاجم المتسابقون أهدافهم.
    Bir delta ekibi ekstra güvenlik sağlıyor. Open Subtitles فريق من القوات الخاصّة يوفّر جدار حماية إضافي
    Kargo bölmesine gidip büyük silahları alıp gemiyi tutacak kadar zaman kazandırır bize. Open Subtitles ذلك يوفّر لنا وقتًا كافيًا لبلوغ عنبر الشحن، نخرج الأسلحة العتيّة، وندافع عن السفينة.
    Yani, bilirsin, Zaman kazandırır. Open Subtitles لذا تعلم، هذا يوفّر الوقت.
    Para. - Bu, sana bir dakika kazandırır. Open Subtitles -هذا يوفّر لكما دقيقة
    CA: Boyut verimlilik sağlıyor. TED كريس: هذا المقياس يوفّر فعالية.
    Hawking'e göre, bu tüneller uzay zaman sürekliliğinin belli bölgelerine zıplayabilmek için kestirmeler sağlıyor olabilir. Open Subtitles - (ستيفج هاوكينغ). إذن، حسب (هاوكينغ)، الثقب الدودي قد يوفّر طريقا مختصرة للقفز بين موضعين متباعدين من محور "زمن-مكان"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more