Bittiğinde inan çok mutlu olacağım. Yarın sadece yarım gün sürecek. | Open Subtitles | سيكون الأمر رائعا إن إنتهت غدا ستكون مجرد نصف يوم فقط |
Sadece bir gün geçti ve çoktan kardeş sinir etme kotanı fazlasıyla doldurdun. | Open Subtitles | مرّ يوم فقط وإذا بك متحمّس لإنجاز دورك في تطويع السلوك الغاضب لأخيك. |
Elinizde 1.4 milyon adamınız var. - Ve 30 gün de süre. | Open Subtitles | لديك 1.4 مليون من الرجال و30 يوم فقط للسيطرة على دولتهم كلها. |
Bütün gün dağın yukarısına bir kayayı geceleyin aşağı atmak için çıkartan Sisyphus olmamalısın. | TED | يجب عليك الا تكون سيزيف الذي كان يدحرج الصخرة لأعلى الجبل كل يوم فقط ليجد انها قد تدحرجت لأسفل في الليل |
Bu gezegen kendi yıldız etrafında ki dönüşü 1,9 günde tamamlıyor. | Open Subtitles | هذا الكوكب يدور في 1.9 يوم فقط حول نَجمِه |
Bunun çılgınca geldiğini biliyorum ama her gün sırf seni görmek adına bu koğuşa gelmek için bahaneler uyduruyorum. | Open Subtitles | أعرف أن هذا يبدو جنوناً لكنني أختلق الأعذار للمجيء إلى الردهة كل يوم فقط لأراك |
Daha yarım gün gördün. Son günlerdeki halini bilmiyorsun. | Open Subtitles | انت قضيت معه نصف يوم فقط انت لا تعرف كيف يكون شكله |
Yani...her gün sizi evde bırakıp işe gidiyor olması. | Open Subtitles | لا, أنا أعني أنه يتركك كل يوم فقط ليذهب للعمل أنا متأكدة أنه يمكنك السيطرة عليه |
Bir gün, haftada sadece bir gün ailemle beraberim. | Open Subtitles | لدي يوم فقط في الأسبوع فهل لي أن اقضيه مع عائلتي؟ |
30 gün sonra akıcı biçimde konuşabileceğini söylüyorlar! | Open Subtitles | يقولون بأنكـَ ستبدأ الكلام بعد30 يوم فقط. |
İyi şeyler her gün oluyor, ama belli ki yapan sen değilsin. | Open Subtitles | افعل الاشياء الجيده كل يوم فقط من اجل نفسك |
Tedavi ettiğimizi bilmiyoruz. Daha bir gün geçti. | Open Subtitles | لا نعرف إن كنا عالجنا شيئاً لقد مر يوم فقط |
Tedavi ettiğimizi bilmiyoruz. Daha bir gün geçti. | Open Subtitles | لا نعرف إن كنا عالجنا شيئاً لقد مر يوم فقط |
25000 gün yapıyor bu ve 1/3'ünde zaten uyuyorsun böylece 16000 gün kalıyor. | Open Subtitles | و ذلك 25 ألف يوم أتعلمين, و أنت تنامين ثلث ذلك الآن يتبقى, 16 ألف يوم فقط |
Her gün gazete dağıtmakla kalmıyorum. | Open Subtitles | أتعلم ، أنا لا أوزع الصحف كل يوم فقط إني اقرأها أيضاً |
30 metre uzunluğa yalnızca 90 gün içinde ulaşır. | Open Subtitles | فهو يصبح مكتمل النمو بطول الـ 30 متراً في غضون 90 يوم فقط |
Ben senin kocanım, Her bir gün bir mesajdan fazlasına layığım. | Open Subtitles | انا زوجك, انا استحق اكثر من رسالة كل يوم فقط |
Sadece bu toplumda erkek olmanın her gün zevk avantajları şey karşılaştırıldığında olduğunu. | Open Subtitles | فإنه لا شيء مقارنة بالمزايا التي تستمتع بها كل يوم فقط بكونك رجلاً في هذا المجتمع. |
4 ışık yılı mesafeyi kat eden bir uzay yolculuğunun 45 günde gerçekleşeceğini biliyoruz. | Open Subtitles | مهمة يمكنها عبور أكثر من 4 سنوات ضوئية من الفضاء في 45 يوم فقط |
Ciğerlerini açmak için günde iki defa nebülizör spreyi kullanmam gerekiyordu. | Open Subtitles | توجب عليه استخدام جهاز الرذاذه مرتين كل يوم فقط لكي أنقي رئتيه |
Sadece yarım gün ışıkta bırakır ve sadece günde bir kez sulayarak nemi düşürürsen çok daha hızlı ve sağlıklı büyüdüğünü göreceksin. | Open Subtitles | ولانها فى مرحلة الازدهار ستجد انها ستنمو يشكل أفضل اذا قمت بتقليل الرطوبة بريها مرة واحدة فى اليوم الواحد فقط مع الضوء لمدة نصف يوم فقط |