"يونس" - Translation from Arabic to Turkish

    • Jonas
        
    • Yunus
        
    • Eunice
        
    • Jonah
        
    • Yanis
        
    • Janos
        
    • Younes
        
    • Veletler
        
    Bay Jonas ve Bay Marsh'ı ziyarete giderler ama. - İkisinin evi de bize yakın. Open Subtitles ـ نعم، إلى السيد يونس والسيد مارش ـ يمكنك أن تمشي هناك
    Jonas, büyük bir dava için Chicago'ya gitmemi istedi. Öyle mi? Open Subtitles يونس يريدني أن أذهب إلى شيكاغو في قضية كبيرة
    Muhammed Yunus, bunu Bangladeş'te mikro krediyle finanse etti. TED موّل محمد يونس هذه بقروض صغيرة في بنغلادش.
    Yunus lsmail. Otelinin en üst dairesinde oturuyor. Open Subtitles يونس اسماعيل مختبئ في غرفته باعلى الفندق
    Eunice, cumartesi akşamı evde oturup tıp kanalı izleyen bir inek olmasaydın, bu hastalığı asla yakalayamazdın. Open Subtitles "يونس" ما كنت تستطيع صيد ذلك لو لم تكن معقداً فعلاً، جالساً وحيداً بالمنزل ليلة السبت،
    'Canlı tarihte, Jonah okyanusun göbeğinde yaşayan 'en büyük hayvanı buldu. Open Subtitles إستهلكَ الاحيّاًء في التأريخِ، إكتشفَ يونس انة كان عامل اذاي للعَيْش في بطنِ حيوانِ المحيطَ الأعظمَ
    Öncelikle, Yanis Türk değil. Yunan. Ya da Arnavut falan. Open Subtitles حسنا، أوّلا، (يونس) ليس تركيّاً إنّه يوناني أو ألبانيّ أو شيء من ذلك
    Ve sonunda bir önemi kalmadı, çünkü Jonas yok oldu ve Sebastian'ın yüzü onun yerini aldı. Open Subtitles وأخيرا لم يعد مهما لقد سيطر سيباستيان وإختفى يونس
    Jonas'ın neden Jonah adındaki balinanın içinde olduğunu düşündüm. Open Subtitles أتسائل لماذا يونس الذي في الحوت يسمى يوناه؟
    Neredeyse arka tarafını götürüyordu, Jonas! Open Subtitles كنت على وشك أن تلقى حدفك يا يونس
    Jonas'a uyduya bağlanmasını söyle ve başla. Open Subtitles - يُخبرُ يونس للبَدْء اتصال ويَذْهبُ.
    Rafe, Jonas'a kapamasını söyle. Open Subtitles رايف،يُخبرُ يونس لإطْفائه.
    Sonra Yunus Peygamber'i denize attılar kuduran deniz sakinleşti. Open Subtitles حينها أخذوا يونس ورموه خارج السفينة والبحر الثائر بدأ بالهدوء
    Bu arada Rab Yunus'u yutacak büyük bir balık sağladı ve Yunus, üç gün üç gece bu balığın karnında kaldı." Open Subtitles لكن الرب أعد سمكة كبيرة لتلتهم يونس ويونس كان داخل السفينة لثلاث أيام ولياليها
    Eunice ve ben kıdemli üyelerle birlikte gitmiştik. Open Subtitles أنا و "يونس" ذهبنا برفقة مجموعة المسنين الخاصة بها
    - Evet, evet. Biliyordum. Eunice'i ziyarete gelmiş. Open Subtitles -نعم، نعم، نعم، كانت تزور "يونس "
    En sonunda Eunice'i öğrendin demek. Open Subtitles حسناً, أخيراً إكتشفت أمر (يونس), أليس كذلك؟
    Dün gece Jonah'a seni buraya bırakmasını istemiştim. Open Subtitles لقد امرت يونس بان يحضرك الي هنا ليلة امس
    Jonah'nın hikayesi. Open Subtitles لقد وجدوا واحداً من رجالهم و كان رفيق يونس
    Bu lezbiyenler Yanis Gregorian Papadiamantopoulos'a ne yapacağını söyleyemez. Open Subtitles هؤلاء السحاقيّات لا يملين على (يونس غريغوريان باباديمانتولوس) ما يفعل، حسنا؟
    Yanis, kadınların cinsel yönelimlerinin motosikletten susturucuyu çıkarmanla ne ilgisi var? Open Subtitles (يونس)، ما علاقة ميولهن الجنسيّ بنزعك لكاتم صوت الدرّاجة؟
    Janos'daki mücadele başladığından beri, yaklaşık üç aydır, Open Subtitles لثلاثة شهور منذ ذلك اللقاء في يونس
    Ayrıca Bakar, Medine, Younes Marvin ve Mafiak1 Fry hayranıyım. Open Subtitles أنا معجبة بـ (بكار) (ميديان) و (يونس) (مارفين) , (مافياك ون فراي)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more