Caitria O'Neill: O bendim. Geçen haziran, Monson Massachusetts`deki evimizin önünde | TED | كايتريا أونيل: هذه أنا أمام منزلنا في مونسون، ماساشوستس في يونيو حزيران الماضي. |
Bunları ilk olarak 6 haziran'da yayınlanan açıklamalardan duyduk. | TED | لقد سمعنا عن هذا ابتداء ب الكشف في الفترة من 6 يونيو حزيران. |
haziran'da yine Afrika'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهبة إلى أفريقيا مرة أخرى في يونيو حزيران. |
haziran'da onunla beraber Meksika'ya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا ذاهب الى المكسيك معه في يونيو حزيران. |
1981 yılının haziran ayında sorunlar geri gelmişti. | Open Subtitles | في عام 1981، الاضطرابات .جاءت مرة أخرى في يونيو حزيران |
Geçen haziran 1'inde açıldık. Ve çok heyecanlı bir andı. | TED | يوم واحد من يونيو "حزيران" الماضي, أفتتحنا. |
16 haziran, sabah 9. Planların suya düştüğü gün. | Open Subtitles | الـ16 من يونيو/حزيران, 9 صباحاً أيام التخطيط إنتهت |
Kendi aramızda sakin bir haziran düğünü yaptık. | Open Subtitles | أقمنا زفافنا في يونيو/حزيران , لوحدنا، عندنا قاضي الصلح. |
10 haziran 1981'de seni arabandan kan temizlerken görmüş. | Open Subtitles | عنك يَغْسلُ دمّ عبركَ صباحاً، يونيو/حزيران 20, 1981. |
2006 yılının haziran ayında sigortalı olan kiralık arabaya sigorta ödedi. | Open Subtitles | يونيو/حزيران ' 06، دَفعَ ثمن تأمين على سيارةِ الأجرةِ عندما بطاقة إئتمان غَطّى على أية حال. |
Mayıs haziran'dan önce gelir. | Open Subtitles | تماماً مثلما يأتي مايو/ آيار قبل يونيو/ حزيران. |
4 haziran, evimin arkasında. Beş dakika uzaklıkta. | Open Subtitles | في يونيو/حزيران عام 2004، في منزلي، إنّه على بعد 5 دقائق. |
haziran'da askeri hücum başladı. | Open Subtitles | تبدأ مع عاصفة في شهر يونيو حزيران |
Ve hangi ay? CA: haziran. | TED | و أي شهر؟ كريس أندرسون: يونيو (حزيران). |
Tracy ile 2011'in haziran'ında, Today Show, bana onunla çalışıp iş bulmasına yardım edip edemeyeceğimi sorduğunda tanıştım. | TED | قابلت تريسي في يونيو/حزيران 2011، عندما طلب مني البرنامج التلفازي the Today Show إذا أمكنني العمل معها لرؤية اذا تمكنتُ من مساعدتها في تغيير الامور. |
1943 yılının haziran ayında Angers'a, Paris'in güneyine, indi ve sahte bir pasaport, bir tabanca ve biraz Fransız frankıyla silahlanmış bir şekilde şehre doğru yola koyuldu. | TED | في يونيو/حزيران 1943، هبطت في "أنغرس"، بجنوب باريس، وانطلقت في طريقها للمدينة، متسلحةً بجواز سفر مزيف، ومسدس، وبعض الفرانكات الفرنسية. |
16 haziran, sabah 10. | Open Subtitles | يونيو/حزيران السادس عشر، 10 صباحاً |
haziran'dan beri beni öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لقد حاول أن يقتلنى منذ يونيو/حزيران |
haziran'dan beri beni öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | لقد حاول أن يقتلنى منذ يونيو/حزيران |
haziran ayıydı. | Open Subtitles | كنت في إجازة في يونيو حزيران. |