"يَآْذي" - Translation from Arabic to Turkish

• acıyor
• zararı
• acıtıyor
• incitiyor
• acıdı

Şimdiye kadar hissettiğim herşeyden daha beter acıyor.
يَآْذي أسوأَ مِنْ أيّ شئِ ما عدا بإِنَّني أَبَداً شَعرتُ.

Oturduğumda, kalktığımda, sıçtığımda acıyor.
يَآْذي عندما أَقِفُ، عندما أَجْلسُ، عندما أَتغوّطُ.

Evet, acıyor.
هَلْ يَآْذي؟ نعم، يَآْذي.

Aslında onunla konuşmamın bir zararı olmaz, değil mi?
بجدية، هو لا يَستطيعُ أَنْ يَآْذي للكَلام معه، حقّ؟

Bu her şeyden daha çok acıtıyor.
ذلك الذي يَآْذي أكثر مِنْ أيّ شئ حقاً.

Bu beni incitiyor Marie, çünkü o kutuyu iade ettiğimi sana söyledim.
تَعْرفُ، هو فقط... هو فقط يَآْذي مشاعري، ماري، لأن أخبرتُك جَلبتُ ذلك ظهرِ العلبةِ

- acıdı. acıdı.
- Ow ow، الذي يَآْذي.

Sadece kolum acıyor.
أنا مُجَرَّد , uh ذراعي يَآْذي.

Oh, acıyor.
أوه، أنه يَآْذي

Her yerim acıyor.
كُلّ شيء يَآْذي.

- Bacağım acıyor.
أوه، ساقي يَآْذي.

- Uzandığım zaman çok acıyor.
- lt يَآْذي عندما l وصول.

- Ama çok acıyor. - Tabii.
- أوه، لا، لَكنَّه يَآْذي!

Lanet olsun, çok acıyor.
Goddamn، الذي يَآْذي حقاً.

- Kıçım acıyor.
- حماري يَآْذي.

Çok acıyor.
يَآْذي كثيراً.

Sanırım bir konuşmanın zararı olmaz.
حَسناً،أَحْزرُ هو لا يَستطيعُ أَنْ يَآْذي للكَلام.

Arada bir Eddie'yi dışarı çıkarmasının ne zararı var?
الذي يَآْذي حقَّاً إنَّها إذا يُطلقُ عنان إدي نادراً جداً؟

zararı olmazdı.
حَسناً، هو لَمْ يَكنْ مُمْكِنناً أنْ يَآْذي.

Düşünmek acıtıyor.
يَآْذي للإعتِقاد.

Siktir, bu çok acıtıyor.
- أوه، تغوّط! الذي يَآْذي حقاً!

Onunla olmak beni incitiyor.
يَآْذي لِكي يَكُونَ مَعه.

Canım acıdı!
Ow! الذي يَآْذي!