| Gene biraz ot satıyor şimdi. | Open Subtitles | يَبِيعُ قليلاً مِنْ الحشيش بين حين وآخر. |
| Şimdi de dairesinde bir şeyler satıyor ve hiç dışarı çıkmıyor. | Open Subtitles | والآن هو فقط يَبِيعُ كُلّ شيءَ خارج تلك الشُقَّةِ، وهو أَبَداً أوراقُ. |
| Cane hepsinden çok satıyor. | Open Subtitles | يَبِيعُ كان أكثر مِنْهم كُلهمّ. |
| Evini satan yapımcının adını öğrenebildin mi? | Open Subtitles | هل حْصلُت على اسمِ ذلك المنتج الذي يَبِيعُ بيتَه؟ |
| Evini satan yapımcının adını biliyor musun? | Open Subtitles | هَلْ تَعْرفُين اسمَ ذلك المنتج الذي يَبِيعُ بيته؟ |
| Bu bok cidden satıyor, değil mi? | Open Subtitles | يَبِيعُ هذا الهراء حقاً، أليس كذلك؟ |
| Bu kitap çok başarılı, ve sanırım ilk kitabından da çok satıyor. | Open Subtitles | هذا الكتابِ a نجاح عظيم، وأنا أَفْهمُ بأنّه يَبِيعُ أحسن بكثير مِنْ كتابِكَ الأولِ. |
| Neden Sally deniz kıyısında gezintiye çıkıp deniz kabuklarını satıyor? | Open Subtitles | الذي sally يَبِيعُ seashells أسفل بشاطىءِ البحر؟ |
| Pascal ise yakışıklı, zeki, ve cep telefonu satıyor! | Open Subtitles | باسكال وسيم، يَآْلمُ، وهو يَبِيعُ الهواتف الخلوية! |
| Muntz dağı satıyor. | Open Subtitles | مونتز يَبِيعُ الجبلَ. |
| Sepet örgüsünden mobilya satıyor. | Open Subtitles | - يَبِيعُ أثاثَ غصنِ. |
| - Steven uyuşturucu satıyor! | Open Subtitles | ستيفن يَبِيعُ المخدّراتَ! |
| Eriştelerini satıyor! | Open Subtitles | يَبِيعُ معكرونتُه! |
| Stephen King'den çok satan birinin... kendine daha iyi bir temsilci bulacağını düşünürdüm. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، أنت تَعتقدُ رجل يَبِيعُ أكثر مِنْ ستيفن كينجس... يستطيع أيجاد التمثيل الأفضل. |
| Ollie Oop'ta, fotoğrafları çocuklara satan bir fotoğrafçı tarafından çekilmiş. | Open Subtitles | هو أُخِذَ مِن قِبل a مصور في أولي Oop الذي يَبِيعُ صورَه إلى الأطفالِ. |
| Şehirde Sierra Springs satan bir yer biliyor musunuz? | Open Subtitles | تَعْرفُ أي واحد في البلدةِ الذي يَبِيعُ فصولَ ربيع Sierra؟ |
| Harika bir söz, özellikle sopa satan bir adamdan duyunca. | Open Subtitles | ذلك a خَطّ عظيم، مجيئ مِنْ a رجل الذي يَبِيعُ الأعوادَ. |