Paul, senin daha sonra bir fotoğraf çekimi ayarlayabileceğini umut ediyor. | Open Subtitles | بول كَانَ يَتمنّى بأنّك يُمْكِنُ أَنْ تَجْعلَه إلى النبتةِ لاحقاً. |
Eh, belki de geri kalanımız için bir umut vardır, umarım! | Open Subtitles | حَسناً، هناك ما زالَ يَتمنّى لنحن الباقونِ، أَتمنّى. |
Her zaman bir umut vardır. | Open Subtitles | هناك أبداً لا يَتمنّى. |
Hâlâ umut var. | Open Subtitles | هناك ما زالَ يَتمنّى. |
- Hiç umut yok. | Open Subtitles | - هناك أبداً لا يَتمنّى. |
Hiç umut yok. | Open Subtitles | - هناك أبداً لا يَتمنّى. |