Nakliye aracı bekliyorlar, savaş helikopteri değil. | Open Subtitles | هم يَتوقّعونَ وسائل نقلَ ولَيسَ سُفنَ مسلحة |
İnsanlar sana indirim yaptığında, karşığında birşeyler bekliyorlar. Hala anlamıyorsun, Gina. | Open Subtitles | عندما ناس يَعطونَك تخفيضاتَ، يَتوقّعونَ شيءاً بالمقابل. |
Bu oylamanın da kafa kafaya kalmasını bekliyorlar. | Open Subtitles | هم يَتوقّعونَ تصويت آخر في مجلس الشيوخ. |
Onlar bir adam bekliyorlar. | Open Subtitles | هم يَتوقّعونَ a رجل. |
- Asparagas haber bekliyorlar. | Open Subtitles | - هم يَتوقّعونَ قطعة هدية |