Ancak sürükleme izleri bu taraftan geliyor. | Open Subtitles | ماعدا علاماتِ العائقَ يَجيءُ مِنْ ذلك الإتّجاهِ. |
kuruluşun için gerekli olan para oldukça geniş ve çeşitli kaynaklardan geliyor. | Open Subtitles | التمويل لمؤسستِكَ يَجيءُ مِنْ مصادرِ. |
- Galiba sahilden geliyor. | Open Subtitles | يَشتمُّ مثل هو يَجيءُ مِنْ الشاطئِ. |
Sanırım senin çantandan geliyor. | Open Subtitles | أعتقد هو يَجيءُ مِنْ حقيبتِكَ. |
Bu da ne taraftan geldiğini gösterir. | Open Subtitles | الذي يُمْكِنُ أَنْ يُخبرَنا الذي الإتّجاه الذي هو يَجيءُ مِنْ. |
Yukarıdan vahiy geliyor, Vivian. | Open Subtitles | يَجيءُ مِنْ الطابق العلوي، فيفيان. |
Fazla olan genler, anne tarafından geliyor. | Open Subtitles | alleles الإضافي يَجيءُ مِنْ دي إن أي الأمومي. |
O tekneden geliyor. | Open Subtitles | هو يَجيءُ مِنْ ذلك المركبِ. |
Helikopterden geliyor. | Open Subtitles | هو يَجيءُ مِنْ المروحيةِ. |
- Buradan geliyor galiba. | Open Subtitles | - أعتقد هو يَجيءُ مِنْ هنا. |
Ses yukarıdan geliyor. | Open Subtitles | - هو يَجيءُ مِنْ فوق هناك. |
Bu tür Penglai'den geliyor. | Open Subtitles | يَجيءُ مِنْ Penglai. |
Afrika soyundan geldiğini farketmiş, ama sizin yapacaklarınızdan korktu bu yüzden yüzünün rengini beyazlatmaya çalıştı! | Open Subtitles | يَجيءُ مِنْ النسبِ الأفريقيِ لَكنَّها كَانتْ لذا خائفة من ما أنت قَدْ تَعمَلُ بأنّها حاولتْ تَقصير جلدِها! |