"يَجِبُ أَنْ أَقُولَ" - Translation from Arabic to Turkish

• Söylemeliyim ki
• söylemek zorundayım
• demeliydim
• mi demeliyim

Ama şunu Söylemeliyim ki herkes bunun yaklaştığının farkındaydı.
لكن، أَعْني، أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ هذا. أعتقد كُلّ شخص كان يُمكنُ أنْ يَرى هذا المجيئ، حقّ؟

Çantalarınızı yukarı çıkarttım bile, ve şunu Söylemeliyim ki, hiç bu kadar fazla bavulu olan bir misafirim olmamıştı.
حَسناً، كَانَ عِنْدي حقائبُكَ جَلبَ طابق علوي، وأنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ , uh, أنا أبداً مَا كَانَ عِنْدي a ضيف مَع العديد من الحقائبِ.

Ama oğlunu çok şımarttığını söylemek zorundayım Arlene. Sıkı bir disipline ihtiyacı var.
لَكنِّي يَجِبُ أَنْ أَقُولَ بأنّك تُفسدُ الولد،آرلين.

-Hımm, söylemek zorundayım, Güzel bir akşam geçirdim. Ya sen?
حَسناً، يَجِبُ أَنْ أَقُولَ كَانَت ليلة جميلة؟

yoksa diğer bayan mı demeliydim?
أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ السيدةَ الأخرى؟

Yoksa akıl hocam Kosynski mi demeliyim?
أَو يَجِبُ أَنْ أَقُولَ الناصح كوسنيسكي؟

Debra'yı tamamen anladığımı söylemek zorundayım.
حَسناً، أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ. أنا بالكامل إفهمْ ديبرا هنا.

Birşeyler söylemek zorundayım.
أنا فقط يَجِبُ أَنْ أَقُولَ شيءَ.

- Bunu söylemek zorundayım!
- أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ هذا!

Eve geç geldin... veya erken mi demeliydim?
..أنتي في البيتَمتأخراً. أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ مبكراً؟

Geç kaldın, yoksa erken mi geldin demeliydim?
..أنتي في البيتَمتأخراً. أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ مبكراً؟

Yoksa "taşıyıcı" mı demeliydim.
أَو ربما أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ "مصعدَ".

Yoksa güle güle mi demeliyim?
أَو هَلْ يَجِبُ أَنْ أَقُولَ مع السّلامة؟ Huh؟