"يَحتاجونَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • ihtiyaçları
        
    Pakistan içinden, ABD mülkünü hedef alan bir füzeye ihtiyaçları var. Open Subtitles يَحتاجونَ واحد بَنوا في وإنطلقَ مِنْ باكستان في بَعْض الهدف الأمريكي.
    Zavallı yumurcaklar, benim gibi soğuk bir amcadan fazlasına ihtiyaçları var. Open Subtitles حَسناً،أطفال مساكين يَحتاجونَ أكثر مِنْ عمّ بعيد.
    O çiftlerin bizim yardımımıza ihtiyaçları var. Open Subtitles أولئك الأزواجِ يَحتاجونَ إلى مساعدتَنا حقاً.
    Sanırım onların da paraya ihtiyaçları vardı. Open Subtitles أَفترضُ مصاصي الدماء يَحتاجونَ لمالاً مثل أي شخص آخر
    Onları seviyorsan biraz ikna edilmeye ihtiyaçları var. Open Subtitles إذا أحببتهم بالفعل، قَدْ يَحتاجونَ الى قليلاً من الإقْناع.
    Kadınların aldatmak için bir nedene ihtiyaçları vardır. Open Subtitles النِساء يَحتاجنَ سبب للخَدْاع الرجال يَحتاجونَ سبب لكي لا يخدعوا
    Temizlik ve yemek yapacak birine ihtiyaçları vardı çünkü. Open Subtitles يَحتاجونَ دائماً إمرأة لعَمَل الغسيل والطبخ.
    Öyle kalabalıklar ki, büyük bir bölgeye, bir sürü incir ağacına ihtiyaçları var. Open Subtitles أعدادهم كبيرة جداً، إنّهم يَحتاجونَ أرض كبيرة، والكثير مِنْ أشجارِ التين
    Kraliçelerini tam gücüyle geri getirmek için altı muskaya ihtiyaçları var. Open Subtitles يَحتاجونَ التعويذاتَ الستّ لتعود الى ملكتهم القوَّه الكاملةِ
    Sopalarıma neden ihtiyaçları varmış anlamıyorum. Open Subtitles أنا فقط لا أَفْهمُ الذي يَحتاجونَ نواديي.
    Ebeveynlik olayından pek anlamıyorum fakat bu çocukları çok iyi tanıyorum ve çocukların bir erkek rol modele ihtiyaçları var. Open Subtitles أنا لا أَعْرفُ كثير حول هذا الشيءِ الأبوّة، لَكنِّي أَعْرفُ هؤلاء الأطفالِ، وأطفال يَحتاجونَ مثال أَو شخصية أبوية.
    Hisse senetleriyle uğraşıyoruz, yani neye ihtiyaçları varsa. Open Subtitles نُعالجُ الأسهم المضمونةَ بصرامة نحن محل شامل لمهما ما يَحتاجونَ
    Şefkate ihtiyaçları var... sevgiye... sahip olacakları bir yakına... ve sahip çıkılmaya. Open Subtitles يَحتاجونَ المودّةً... الحبّ... شخص ما الذي سينتمي إليهم...
    Sevgiye ve şefkate ihtiyaçları var... ayrıca sahip olacakları bir yakına ve sahip çıkılmaya. Open Subtitles يَحتاجونَ مودّةً و حبَّ... وشخص ما ليَعُودوا الية والذي سَيَعُودُ إليهم.
    Ama ayakkabılar Onların yere ihtiyaçları vardır.. Open Subtitles لكن الأحذيةَ، يَحتاجونَ فضائَهم.
    Bu insanların bir dine değil, antidepresana ihtiyaçları var. Open Subtitles هؤلاء الناسِ يَحتاجونَ معادي لَdepressants لَيسَ ديناً.
    Yardıma ihtiyaçları olabilir. Open Subtitles هم قَدْ يَحتاجونَ إلى بَعْض المساعدةِ.
    Tıbbi yardıma ihtiyaçları var! Open Subtitles يَحتاجونَ بَعْض الرعاية الطبيةِ.
    Belki de bu tamamen ihtiyaçları olan şeydir. Open Subtitles لَرُبَّمَا ذلك بالضبط الذي يَحتاجونَ
    Ve bunun için fırkateyn kuşlarının en değerli malzemelerine ihtiyaçları var dallara. Open Subtitles ولأنّهم يَحتاجونَ الكثير مِنْ الفرقاطاتِ أكثر العملات الثمينةِ... أعواد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more