Birisi adamın şifresini öğreniyor öteki de kredi kartını çalıyor. | Open Subtitles | أحدهم يَسْرقُ رقم هوية الرجلَ الشخصية، الآخرون يَسْرقونَ بطاقةَ إئتمانه. |
Yani Val Preston numaralarını çalıyor muydu? | Open Subtitles | الإنتظار، لذا فال بريستن يَسْرقُ خُدَعُه؟ |
Niles bakmadığı zaman, Frasier kardeşinin yiyeceklerini çalıyor." | Open Subtitles | عندما يَعتقدُ لا أَنْظرُ، يَسْرقُ غذاءُ أَخُّوه." |
Hangi zavallı soysuz bir bebeğin emziğini çalar ? | Open Subtitles | الذي لقيط آسف يَسْرقُ a مهدّئ مِنْ a طفل؟ |
Kim füzeyi bozmak için çalar ki? Hayır. | Open Subtitles | الذي يَسْرقُ a قذيفة لجَعْله عديم الفائدةِ؟ |
Eşyalarımı çalan bakıcıyı iyi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكّرْ متى كَانَ عِنْدي تلك راعيةِ الأطفال الذي كَانَ يَسْرقُ منّي، |
Ben başkalarının erkek arkadaşlarını çalan biri değilim. | Open Subtitles | دوني تَرى دافن، ولَستُ النوعَ الذي يَسْرقُ أخلاءَ الناسِ الآخرينِ. |
Siyahilerse hoparlör çalıyor. | Open Subtitles | والناس السود يَسْرقُ المتكلمين. |
Bobolit, müşteri payımızı çalıyor. | Open Subtitles | Bobolit يَسْرقُ قاعدةَ زبائننا. |
Tekerlekli sandalye çalar. | Open Subtitles | يَسْرقُ كراسيَ المعوّقين. |
Frasier Crane, prodüktörünü çalan bir radyoda çalışmaz dedim. | Open Subtitles | قُلتُ الذي فرايزر Crane ما كَانَ أَوْشَكَ أَنْ يَعْملَ لa محطة - الذي يَسْرقُ منتجَه بعيداً. - أوه. |
Kablo çalan bir adam Olduğu halde. | Open Subtitles | بالرغم من أن هناك رجل يَسْرقُ كابلاً |