Fazla düşünme. Haklı olduğum ortaya çıktı. | Open Subtitles | لا تفكر اكثر من الازم فقط يَظْهرُ أنني على حق |
Şimdi tekrar ortaya çıktı ve kaybettiğimi düşündürdü. | Open Subtitles | ليس في الواقع, ثمّ يَظْهرُ ثانية |
Michelle Obama'yla uzaktan kan bağın olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | حَسناً، يَظْهرُ أنت a قريب دم بعيد ميشيل Obama. |
Tornavidalı adam ortaya çıktı. | Open Subtitles | رجل مفكِّ يَظْهرُ. |
Öyle görünüyor ki Zoe'nun bir gözü mavi diğeri kahve renkliymiş. | Open Subtitles | يَظْهرُ زوي كَانَ عِنْدَها عينُ زرقاءُ واحدة وعين سمراء واحدة. |
Öyle görünüyor ki adam deneylerini çok detaylı yapıyormuş. | Open Subtitles | يَظْهرُ بأنّه كَانَ بدقة شديدة تَوثيق التجاربِ. |
Durumunun kötü olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | يَظْهرُ إنه في شكلِ سيئِ |
öyle görünüyor ki, bir 4400 üyesi rahimdeki, kesinleşmiş genetik doğum kusurlarını düzeltebildiği yeteneğini açıkladı. | Open Subtitles | * كما يَظْهرُ عضو من الـ * 4400 أظهر القدرةُ على عكس بَعْض عيوب الولادة الوراثيةِ في الرحم |