"يَقُولونَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • derler
        
    • söylüyorlar
        
    • diyorlar
        
    • söylüyor
        
    • söyledikleri
        
    • söylerler
        
    • söylediler
        
    • dediklerini
        
    • dediler
        
    • dedikleri
        
    • söylenir
        
    • söyleniyor
        
    derler ki, sağlam bir evliliğin varsa her zorluğun üstesinden gelebilirsin. Open Subtitles يَقُولونَ بأنّه يُمْكِنُ أَنْ تَعْبرَ أيّ شئ إذا عِنْدَكَ زواج صلب.
    Ne derler bilirsin şikayet etmemeli insan. Open Subtitles هناك ثانيةً، كما يَقُولونَ لا يَجِبُ أنْ تَشتكي.
    Willard Whyte'ın üç yıldır oradan çıkmadığını söylüyorlar. Open Subtitles يَقُولونَ بان ويلارد وايتي لم يضع قدم خارج هناك منذ ثلاث سَنَواتِ.
    Ve insanları küçük parçalara ayırmak istediğini söylüyorlar. Open Subtitles وهم يَقُولونَ بأنّك تُريدُ ان تقطّعْ الناس إلى القِطَعِ الصَغيرةِ.
    Çünkü bana bunu yaklaşık 40 yıldır senin için diyorlar. Open Subtitles لأنهم يَقُولونَ ذلك لي عنك لل40 سنة الماضية.
    İnsanlar, çakallar ve kurtların yaptığını söylüyor. Open Subtitles وهذا غريب , هذا غريب الناس يَقُولونَ بأنّه ذئب براري , هى الذئابُ.
    Jenny'nin öldürüldüğünü söyledikleri saatte ben o kabinde değildim. Open Subtitles أنا ما كُنْتُ في ذلك الكشكِ عندما يَقُولونَ جيني قُتِلتْ،
    Benim için büyük başarı olduğunu söylerler. Open Subtitles أنهم يَقُولونَ بأنّه كَانَ نجاحي الكبير.
    Yeşil olanlar için ne derler bilirsin. Open Subtitles تَعْرفُما يَقُولونَ حول الواحدِ الخضراءِ؟
    derler ki, bazıları hayatlarının sonuna kadar savaşı yaşamaya devam ederler. Open Subtitles يَقُولونَ , بَعْض الرجالِ يحملون حربَهم مَعهم لبقيّة حياتِهم
    Zaman tüm yaraların ilacıdır derler. Open Subtitles حَسناً، يَقُولونَ وقتاً تَشفي كُلّ الجروح.
    Dolunay insanı romantikleştirir derler. Open Subtitles يَقُولونَ القمر اذا كان بدرا يجعل الناس بمزاجِ رومانسي
    Rutin bir tatbikat sırasında kaza olduğunu söylüyorlar. Open Subtitles يَقُولونَ بأنّها مجرد حادثة خلال مناورة تدريبية روتينية
    Havalandırmasının bir milyon hidrojen bombasından daha güçlü olacağını söylüyorlar. Open Subtitles يَقُولونَ أن مكيّفَ الهواء سَيَكُونُ أكثر قوه مِنْ مليون قنبلة هايدروجينية.
    Sonra da kanıt olmadığı için bunu yaptıklarını söylüyorlar! Koyun musun sen? Open Subtitles ثمّ يَقُولونَ بأنّهم عَمِلوا هو لأنه ما كَانَ دليلاً.
    Griffith'in asilzadelerin arasına katılma durumu var diyorlar. Open Subtitles يَقُولونَ جريفيث ربما يرقى ليستلم رتبة نبيلِ
    Evet, Bayan Briggs hakkında da böyle diyorlar. Open Subtitles نعم، ذلك ما هم يَقُولونَ حول السّيدةِ بريجز.
    Yüz metreden bir gergedanın derisinde delik açtığını söylüyor... Open Subtitles يَقُولونَ بأنّها يُمْكِنُ أَنْ تَثْقبَ . جلد كركدن مِنْ مائة بالمائه
    Hep söyledikleri gibi, Hey Leo, naber? Open Subtitles مثل يَقُولونَ دائماً، يا الأسد، هكذا هو ذِهاب؟
    Bu suyun kutsal olduğunu söylerler. Open Subtitles يَقُولونَ إن هذا الماء المبارك يفعل معجزاتَ.
    Üniversite yetkilileri bu alanın hidrojen yakıtı için deneysel üretim yapılan bir yere çevrildiğini söylediler. Open Subtitles مسؤلو الجامعةِ يَقُولونَ ان موقعِ الطاحونةِ كَانَ قَدْ تغير للإنتاجِ التجريبيِ لوقودِ هيدروجينِ.
    Ne dediklerini anlayamıyorum. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ أَفْهمُ ما هم يَقُولونَ.
    dediler ki, suçları okunurken sessizce dinlemiş ve hüküm verilmiş. Open Subtitles يَقُولونَ بأنّه إستمعَ بشكل هادئ عندما قرأت قائمته مِنْ الجرائمِ الشريّرةِ وعبرت الجملة
    Umarım bu Jelly Roll Morton dedikleri kadar iyidir. Open Subtitles أَتمنّى ان جيلي رول مورتن جيّد كما يَقُولونَ
    Köylerden yetimleri kaçırıp beyinlerini yıkadığı birer... ölüm makinasına çevirdiği söylenir. Open Subtitles يَقُولونَ أنّه يَخطفُ الأيتامَ في الريفِ ليجعلهم عملاء يجعل منهم مكينات قتل
    Apollo, ilk maçta rakibinin solak olmasına kurban gittiğin söyleniyor. Open Subtitles أبولو، الناس يَقُولونَ بأنّك فَقدتَ القتال الاول بسبب سوء الحظ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more