Şu tüm paranızı alanlar hani. Kart olmadıkları için işe yaramaz ama. | Open Subtitles | أولئك الذين أخذوا كلّ أموالكما، لكن هذا لن يُجدي طالما ليسوا بطاقات. |
Tedaviyi sprey haline getirip uçaklardan bırakmak istiyorlar fakat işe yaramaz. | Open Subtitles | يريدون نشر العلاج بالرذاذ ويلقونه من الطائرات ولكن هذا لن يُجدي |
Hayır. Sadece Freya ile işe yarıyor çünkü ikiziz. | Open Subtitles | كلا ، كلا ، الأمر يُجدي نفعاً فقط مع فريا لأنّنا كنّا توأمين |
Bu, çocukların izlediği kovboy filmlerinde işe yarar. Gerçek hayat ise daha farklı. | Open Subtitles | . هذا يُجدي بالنسبة للأطفال الغربيون .ولكن بالحياة الحقيقية, الأمر مُختلف تماماً |
Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum, anne. İşe yaramıyor. | Open Subtitles | أعرف ما تحاولين فعله يا أمّي لن يُجدي |
Faydası olsa sürekli öfkeli olurdum ama yok. Gördüğüm şey... | Open Subtitles | لا، لو أن هذا يُجدي، لأصبحت غاضبة طوال الوقت، ولكنه لا يُجدي. |
Dennis, kimliği yok, nefes alamıyor, solunum maskesi de işe yaramadı. | Open Subtitles | لا توجد معه هويّة ولا يستطيع التنفس، وكيس التنفس لا يُجدي وسنفقده إن لم نضعه على جهاز للتنفس |
- Bu işe yarayabilir. | Open Subtitles | -ذلك بإمكانه أن يُجدي |
Hayır, bu sadece görünürde güvenli. Sanat perisi olmak hiçbir zaman işe yaramamıştır. | Open Subtitles | لا , انه فخ الموت ان تكوني مصدر الهام ابدا لن يُجدي. |
İlaç şirketleri vitaminlerin rekamını yapmayacaklar, bu işe yaramaz. | Open Subtitles | سوف لن تؤيّد شركات اﻷدوية الفيتامينات، فهذا لن يُجدي نفعاً. |
Ama daha işe yarayıp yaramadığını bile bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | لكنّكم لا تعرفون حتّى إن كان يُجدي نفعاً إلى الآن |
Belki sen bu kızın aklını başına getirebilirsin çünkü mantıklı yaklaşmak hiçbir işe yaramıyormuş. | Open Subtitles | لربما بوسعك إرجاع تلك الفتاة لرشدها، لأن المنطق لا يُجدي |
Ne yaptığını sanıyorsun bilmiyorum ama işe yaramayacak. | Open Subtitles | أيّاً كان ما تخالى نفسكِ فاعلة فهو لن يُجدي. |
Frank, o işkence gerçekten işe yarıyor mu? | Open Subtitles | هل التعذيب بالماء هذا يُجدي حقاً؟ |
Bu insanların yüzlerini okuma olayı gerçekten işe yarıyor, değil mi? | Open Subtitles | شأن قراءة الوجوه هذا يُجدي نفعه، صحيح؟ |
Çocuklar yalan söylemeyeceğim, bu gerçekten işe yarıyor. | Open Subtitles | ... انا لن اكذب , انتم . هذا حقاً يُجدي معي |
Sekspiyonaj her zaman işe yarar. | Open Subtitles | الإغراء الجنسي دائمًا ما يُجدي نفعًا |
Tabi. Çok işe yarar. | Open Subtitles | صحيح، هذا يُجدي |
Kemo işe yaramıyor. | Open Subtitles | العلاج الكيميائي لا يُجدي نفعاً |
Hayır, işe yaramıyor. | Open Subtitles | لا ، هذا لن يُجدي |
Hayır. Faydası olsa sürekli öfkeli olurdum ama yok. | Open Subtitles | لا، لو أن هذا يُجدي، لأصبحت غاضبة طوال الوقت، ولكنه لا يُجدي. |
Başkası olmam işe yaramadı. | Open Subtitles | التظاهر بأني شخص مختلف لم يُجدي |
İşe yarayabilir. | Open Subtitles | -ذلك قد يُجدي نفعاً |
Sabit, ritmik ve dinlendirici bir hareket bulmam lazım. Bak Bill, işe yaradı. - Üzgünüm efendim, giriş yasak. | Open Subtitles | انظر"بيل" انه يُجدي نفعاً اسف ,ياسيدى, الدخول ممنوع. |