Aşçı, akşam yemeğinden sonra sıvışmayı planlıyor. | Open Subtitles | على اى حال, كان الطباخ يُخطط للأنصراف سريعا بعد العشاء, |
Clu bir şey planlıyor. Bir süredir bunu biliyoruz. | Open Subtitles | كلو يُخطط لشيء ما من المؤكد هذا سوف يُكسبنا بعض الوقت لكى نُفكر |
Bu şeyi hangi ordu bombardıman uçağı olarak kullanmayı planlıyor acaba? | Open Subtitles | مَن الجيش الذي يُخطط أن يقصف بهكذا طائرة؟ |
Bakın, intikam falan almadım çünkü neyin peşinde olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | إسمعي، لم أنتقم لأنّي لم أكن أعرف ما يُخطط له. |
Sanırım elimde peşinde olduğu şeyle ilgili bir ipucu var. | Open Subtitles | أعتقد أنّي وجدتُ خيط دليل لما كان يُخطط للقيام به. |
İşe son vermeyi planladığını başka kimseye söylemiş miydi? | Open Subtitles | هل قال لأيّ شخصٍ آخر أنّه يُخطط لإغلاقها؟ |
Kimseye söylememişti ama şirketin iyi niyetini göstermek adına hayvan hakları hareketine yüklü miktarda bağış yapmayı planlıyordu. | Open Subtitles | لمْ يُخبر أحداً، لكنّه كان يُخطط لإعلان تبرّع كبير لحركة حقوق الحيوان كدليل على صدق الشركة. |
Bizi bariyerin içine hapsedip birlikte havaya uçurmayı mı planlıyor? | Open Subtitles | إنه يُخطط لمحاصرتنا داخل الحاجز ومحقنا مع ما بداخله. |
Buralarda ne kadar kalmayı planlıyor bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست متأكة كم من الوقت يُخطط أن يقضى هنا |
Eğer o buradaysa, büyük bir şey planlıyor olmalı. | Open Subtitles | إذا كان يتواجد هُنا فهذا يعني أنه يُخطط لأمر كبير |
Nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, ama kocan, Wayne seni öldürtmeyi planlıyor. | Open Subtitles | لا أعلم كيف أقول لكى هذا ولكن زوجك, واين... أنه يُخطط لقتلك |
İdare bunu aylardır planlıyor. | Open Subtitles | كان المدير يُخطط لذلك منذ عدّة أشهر |
Ganz dışarlarda bir yerlerde ve Tanrı bilir neler planlıyor. | Open Subtitles | (غانز) في الخارج هناك يُخطط لأمر لا يعلمه الا الله |
- Bu adamların neyin peşinde olduğu hakkında bize ipucu sağlayacak bir şey. | Open Subtitles | أبحث عن أيّ شيءٍ سيُعطينا بعض البصيرة حول ما يُخطط له هذا الرجل. |
Bugün bir şeyin peşinde olduğu belliydi. | Open Subtitles | كان جليّاً جداً أنّ ثمّة ما يُخطط له اليوم. |
Neyin peşinde olduğunu anlamamızı sağlayacak herhangi bir şey. | Open Subtitles | أيّ شيءٍ لمُساعدتنا على إكتشاف ما يُخطط له. |
Ne planladığını bilmiyorum ama sizin şimdi buradan gitmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | لا أعلمُ ما يُخطط له لكن عليكم الرحيل الآن |
Belki de yine aynı işi yapmayı planlıyordu. | Open Subtitles | وربما, كان يُخطط للقيام بنفس الشئ ثانية |
Suresh Vegas planı yaparken, ben oradaydım. | Open Subtitles | لقد كنت هناك عندما كان سوريش يُخطط لفيجاس |
Herhalde makine Huggins'in planını fark etti. | Open Subtitles | أتصوّر أنّ الآلة قد رأت أياً كان ما يُخطط للقيام به. |
El Zuhari harekete geçmişse planladığı şey yakında olacak demektir. | Open Subtitles | حسنا، إذا كان آل زهري يتحرك، مهما كان الذي يُخطط له أنه سوف يحصل قريباً |
Elimizdeki en tehlikeli ajanlardan biriydi ve hiç şüphem yok ki her ne planlıyorsa onu başarmaya yetecek kapasitede biri. | Open Subtitles | إنّه أحد أخطر عُملائنا، وليس لديّ شك في ذلك، وأياً كان ما يُخطط له، فإنّه قادر تماماً على تنفيذه. |
Bu anlaşmaya sadık kalmayı planlayıp planlamadığını bilmek güzel olurdu. | Open Subtitles | سيكون من اللطيف معرفة ما إذا كان يُخطط لإحترام ذلك الإتفاق |
Harlan'ın tam olarak ne planladığından emin değilsin.Yanlışmıyım? | Open Subtitles | أنت لست تعلم ما الذي يُخطط له (هارلن). لست مُتأكد. |