"يُساعدُ" - Translation from Arabic to Turkish

• yardım ediyor
• yardımcı oluyor
• faydası olur
• yardımcı olmuyor

Kil ayrıca, fillerin yediği birçok yaprakta bulunan toksinlerin emilmesine de yardım ediyor.
يُساعدُ الطينُ أيضاً لإِمْتِصاص السمومِ الموجودة في العديد مِنْ الأوراقِ التي تأكلها الفيلةِ

Evet anneme yardım ediyor O yardımcı koçluk yapıyor.
نعم، هو يُساعدُ أمّي. هو الحافلةُ المساعدةُ.

Büyük işler yapıyor. İnsan göçmenlere yardım ediyor.
يعمل الوزن الثقيل يُساعدُ مهاجرين إنسانيينَ.

- Seksüel gerginliğimi atmama yardımcı oluyor.
يُساعدُ على تَبخير تَوَتّراتِي الجنسيةِ.

O... yardım gereken durumlarda ...yardımcı oluyor.
يُساعدُ على حل المشاكل التى تحتاج ... إلى حل

Gitme zamanı. Bill işten uzak geçirecekleri zamanın faydası olur sandı ama bence Audra hiç düzelmeyecek.
فكّرَ بيل الوقت هنا قَدْ يُساعدُ بطريقةٍ ما.

Söylemeliyim ki Debra, bu ses tonu, hiç yardımcı olmuyor.
أنا يَجِبُ أَنْ أَقُولَ، ديبرا، تلك النغمةِ لا يُساعدُ الحالةَ.

Robert, babanın Lee ve Stan için komik bir buluşma metni yazmasına yardım ediyor.
روبي يُساعدُ أبوكَ إكتبْ a خطاب مضحك للي وستان.

Şimdi de Dr. Jekyll'a yardım ediyor.
والآن هو يُساعدُ الدّكتورَ Jekyll.

Sadece komşu komşuya yardım ediyor.
فقط الجار يُساعدُ على الجار

Bay Çıplak yardım ediyor.
السّيد Nude يُساعدُ.

Herhalde Jax'e yardım ediyor.
هو يُساعدُ Jax من المحتمل.

Hareket etmek yardımcı oluyor.
يُساعدُ للتَحَرُّك.

Burada olmak yardımcı oluyor.
يُساعدُ أنْ يَكُونَ هنا.

Çok, çok üzgün olduğumu söylesem bir faydası olur mu?
يُساعدُ إذا قُلتُ أنا كُنْتُ حقاً، آسف جداً؟

Kramp mı girdi? Bazen çayın faydası olur.
أحياناً الشاي يُساعدُ.

Ve o kızı buraya getirerek yardımcı olmuyor.
وهو لا يُساعدُ بدعوة تلك البنتِ إلى بيتِنا.

Artı sarsılmış olmasının yanında bir koruyucu aileden diğerine geçmesi de pek yardımcı olmuyor.
حَسناً، زائد أَنْ يُخْلَطَ جيئة وذهابا يَتبنّى البيوتَ لا يُساعدُ أمّا.

Bu kadar bağrış çağrış da yardımcı olmuyor.
كُلّ الصراخ بالتأكيد لا يُساعدُ بأيّ شئَ.