- Tanıştığımıza memnun oldum. - Hayır, memnuniyet bana ait. | Open Subtitles | يُسعدني مقابلتك لا , يُسعدني أنا مقابلتكِ |
Tanıştığımıza memnun oldum. | Open Subtitles | يُسعدني مقابلتك يجب أن نتناول القهوة في وقت ما |
Onların güvende olması beni memnun eder. | Open Subtitles | انه يُسعدني إن أبقتيهم فى أمان. |
Nalını değiştirmezseniz, atınız sakat kalır. Sizin için bunu yapmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | لو لمّ أعيد حدو عقبه ،سيصبح أعرجاً يُسعدني أنّ أتولي مداواته عنكِ. |
Bu kadar kısa sürede bu işi aldığınıza çok sevindim. | Open Subtitles | يُسعدني أنك أخذت هذا الإنطباع من نظرة خاطفة |
Seni mutlu etmek beni mutlu ediyor. | Open Subtitles | إسعادكِ يُسعدني. |
Avukatın olarak, sana bunu bildirmek benim için büyük bir zevk. | Open Subtitles | بما أنني محاميك، فإنه يُسعدني .. أن أُعلمك |
Onu mutlu eden her şey benim içinde gayet iyidir. | Open Subtitles | أيّ شيء يجعلها تشعر بالسعادة فهو يُسعدني. |
Bu konuyu açmana memnun oldum. | Open Subtitles | يُسعدني أنك ذكرت ذلك |
Tanrını bulmana memnun oldum. | Open Subtitles | حسنٌ، يُسعدني أنك عُدت لربك. |
Peter'ın coğrafya ödülü kazanmasına memnun oldum. Aferin ona. | Open Subtitles | يُسعدني نيل (بيتر) جائزة في الجغرافيا، مُنجز جيد له |
- memnun oldum. | Open Subtitles | يُسعدني لقائك- أنا و ( دين ) سنتجادل في المحكمة- |
Tanıştığımıza memnun oldum. | Open Subtitles | يُسعدني أنْ ألتقي بكِ. |
Üstadım tanıştığımıza memnun oldum. | Open Subtitles | سيّد (لو نوتر)، يُسعدني التعرف عليك. |
Ailemizde olup biten her şeyden sizi haberdar etme ilkemiz gereği yürekli bir çiftimizin daha sponsor bulduğunu açıklamaktan memnuniyet duyuyorum. 67 numara! | Open Subtitles | الآن، وكما عودناكم أن نُطلعكم كل شيء يحدث.. في أسرتنا الصغيرة، يُسعدني أن أخبركم بانضمام راعي جديد.. |
Yakında Venezuelalı bir kurulla görüşeceğimi size bildirmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | يُسعدني أن أبلّغك عن موجز مقابلتي مع عضو اللجنة الفنزويلية... |
San Francisco'dan dönmene çok sevindim. | Open Subtitles | يُسعدني عودتكِ من "سان فرانسيسكو" |
Şimdi anlaşıldı. Demek küçük bey Killua'nın arkadaşlarısınız. Bunu duyduğuma çok sevindim. | Open Subtitles | فهمتُ، إذاً أنتم أصدقاء (كيلوا)، لكم يُسعدني سماع ذلك. |
"Çünkü beni mutlu ediyor." | Open Subtitles | " ! لأنه يُسعدني " |
Seni görebilmek beni mutlu ediyor. | Open Subtitles | يُسعدني رؤيتك |
En çok şekerlemeyi satan grubu açıklamak benim için büyük bir zevk olacak. | Open Subtitles | يُسعدني أن أُعلن عن الجماعة الفائزة والتي باعت أكثر كمية من الحلوى |
Bilmem, beni mutlu eden şeyleri yazmada pek iyi değilimdir. | Open Subtitles | لست بارعاً في كتابة أغانٍ عمَّا يُسعدني |