"يُسمع" - Translation from Arabic to Turkish

• alınamadı
• sesi
• duyulabilir
• haber alınamamış

Bir daha ondan hiç haber alınamadı.
لم يُسمع عنه شيئاً منذ ذلك الحين

O zamandan beri ondan haber alınamadı.
ولم يُسمع عنها خبر بعد ذلك

Gemi yavaşça battı. Işığı da sesi de yavaş yavaş yok oldu.
كانت كالسفينة الغارقة تخبو أضواؤها بالكاد يُسمع صوتها

Ve güçlü sesi 15 kilometre uzaktan duyulabilir.
صوتُ هَدِيرها يُسمع من على بُعد كيلومترات

Bu, yerden ses patlaması olarak duyulabilir.
من الممكن أن يُسمع هذا من الأرض كإنفجار صوتي

1952'de Hyperion Otel'de oda tutmuş ve bir daha da ondan haber alınamamış.
تم تسجيلها في الفندق في عام 1952 ولم يُسمع عنها شئ بعد ذلك

Hastaneden çıktıktan sonra haber alınamamış. Tamam.
غادر المشفى فجأة لم يُسمع عنه منذ ذلك الحين

Ondan bir daha haber alınamadı.
و لم يُسمع عنه مجدداً

Böylece Stasi onlarla birlikte yok olmuş oldu, lakin Kohl'dan ise bir daha hiç haber alınamadı.
لم يعد هنالك وجود لـ"ستاسي" و(كول)... لم يُسمع عنّه بعدها

Colleen'den de bir daha haber alınamadı.
كولين) لم يُسمع عنها) منذ ذلك الحين

Benim zamanımda çocukların hiç sesi çıkmazdı.
في أيامي ، لم يكن يُسمع للأطفال حسّ

Sence de insanlıksız Enzo'nun bilinmeyen yerlere gidip bir daha sesi soluğunun çıkmaması daha iyi olmaz mı?
أما سيكون أهون برأيك إذا غادر (إينزو) عديم الإنسانيّة... بشكل غامض ولا يُسمع منه خبر مجددًا؟

- Ve onun sesi duyulmayı hak ediyor.
-و ينبغي أن يُسمع صوته

Olay üç yıl önce olmuş ve o günden beri de ondan haber alınamamış mı?
،ذلك كان قبل ثلاث سنوات ولم يُسمع منه من حينها؟

Şoförden bir daha haber alınamamış.
ولم يُسمع من السائق بعد ذلك ابداً

- Bir daha haber alınamamış.
لم يُسمع عنه مجدداً.