Bu formda olan bir başka dinozor daha var, daha büyük olması dışında Triceratops'a benziyor Torosaurus olarak adlandırılmış. | TED | لكن هناك ديناصور اَخر والذي عُثر عليه في هذا التكوين والذي يُشبه الترايسيراتوبس بإستثناء أنهُ اكبر ويُسمى توروسورس |
İkinci bir patlatıcıya benziyor, cep telefonuyla harekete geçen. | Open Subtitles | إنه يُشبه مُفجر ثانوى يُنشّط بالهاتف الخليوى |
Kolyeye dokunduğunuzda gördüklerinizde, mezar yerine benzeyen bir şey var mıydı? | Open Subtitles | فى هذه اللمحات السريعة التى قرأتها من المسبحة، هل رأيت أي شيء يُشبه مكاناً للدفن؟ |
Audrey, bu Johnny'nin kaykayına benzemiyor mu? | Open Subtitles | أودرى ، ألا يُشبه هذا لوح التزلج الذى كان يمتلكه جونى |
Doğrudan gözlere elektrik şoku verilmesine benziyordu. | Open Subtitles | كان الأمر يُشبه تلقي صدمة كهربائية عبر العيون. |
Doğaya dair algımızı görünür ışıkla sınırlandırmak müziği tek bir oktavda dinlemeye benzer. | Open Subtitles | قُصور إستقبالنا لطبيعة الضوء المرئي يُشبه الإستماع لموسيقى |
Sanki... bakımlı ama yine de nemli bir ortamda eroin enjekte etmek gibidir. | Open Subtitles | إنه يُشبه حقن إبر الهيروين في منطقة آمنة وبيئة مُبللة، كما تعرفين؟ |
Bu gevrek kutusundan çıkardığın bişeye benziyor | Open Subtitles | نعم، هذا يُشبه ما تُخرجه من صندوق الحبوب. |
İntihara "benziyor" dedik zaten. | Open Subtitles | يُشبه الإنتحار، ولكن يده التي أطلق النار بها، |
Bir bakıma el fenerinin elinizden geçerken içindeki kemiklerin şekline dair fikir vermesine benziyor. | Open Subtitles | يُشبه الأمر اختراق ضوء المصباح يدك والتعبير لحدٍ ما عن شكل |
O zaman sorumuz var. Çünkü "çok aç" suratına çok benziyor. | Open Subtitles | حسناً, لديكِ مُشكلة لأنه يُشبه كثيراً وجهك وأنتي جائعة للغاية |
Bankacı olabilir, orası da muhasebe ofisine benziyor zaten. | Open Subtitles | يُمكن أن يكون مصرفي، المنزل .يُشبه منزل المحاسبين |
Köpek Yılları'ndaki köpeğe benziyor. | Open Subtitles | إنه يُشبه الكلب الموجود "في كتاب "سنوات الكلب |
Bir şey, umuda benzeyen herhangi bir şey, o insanların, bizi buraya tıkan doktorların, güvenmemiz gereken kişilerin, kurallarına uyduğumuz insanların bize yalan söylememesi. | Open Subtitles | أي شيء يُشبه الأمَل الشعَب، الأطبّاء، المُحصارون هُنا، والذي يُفترض أن نثق بهِم، |
Civardaki hastanelere zehirlenme belirtisine benzeyen her vakayı bildirmelerini istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت من كل مُستشفى تتواجد بالمنطقة أن تُبلغني بأى شيء حتى لو كان الأمر يُشبه التسمم |
Nihayet yemeğe benzeyen bir şey gelebildi. | Open Subtitles | وأخيراً ثمّة شيء يُشبه طبقاً حقيقيّاً. |
O tip biri değil zaten. Babasına benzemiyor. | Open Subtitles | ليس من ذلك النوع لا يُشبه أباه |
Hayır, Daniel annesine benzemiyor. O yüzden öyle dedim. | Open Subtitles | لا، ولكن "دانييل" لا يُشبه أمه لذا فهذا ما أفترضه |
Baksana, şu Koushang zımbırtısı buna bayağı benziyordu, değil mi? Bu o. | Open Subtitles | -الكوشانج " ، الخاص ب " الفاى " يُشبه هذا ، صحيح؟ " |
Buna mı benziyordu? | Open Subtitles | هل كان يُشبه هذا ؟ |
Fosgen. "Düşük yoğunlukta kokusu saman ya da çimene benzer." | Open Subtitles | يكون في حالتين، مائع مُتطاير أو غاز، يُشبه رائحة القشّ أو العُشب. |
Hardal tanesi gibidir Adamın biri alıp tarlasına ektiğinde dünyanın en küçük tohumudur. | Open Subtitles | يُشبه حبة الخردل... التي اخذها أنسان... وألقاها في حقلهُ |
Daha çok kiler gibi bir yere girip çıkmış gibiydi. | Open Subtitles | الأمر يُشبه اكثر كما لو كان يحفر فى قبو او ما شابه |