Sence bunu belirtmek gerçek bir konuşma sayılır mı? | Open Subtitles | و تعتقد إن الإشارة إلى ذلك يُعتبر محادثه حقيقه ؟ |
O burada. Önemli olan bu. Bu bir gün sayılır. | Open Subtitles | إنّها هنا، وهذا أهم ما بالأمر، وهذا يُعتبر يوماً قدّ مرّ من مدتها معنا. |
Gecenin bir yarısı ölü bir adamın dairesine yalnız başına gitmek sayılır mı? | Open Subtitles | هل الدخول إلى شُقة رجل ميّت لوحده في مُنتصف الليل يُعتبر تقليدياً؟ |
Pek ipucu sayılmaz bu. Dünyanın dört bir yanında milyonlarca çalışanı var. | Open Subtitles | هذا لا يُعتبر دليلًا حاسمًا، فتلك الشركة لديها ملايين العملاء حول العالم |
Bir zamanlar, yanlış yaptığında hükümetimize karşı çıkmak vatanseverlik sayılmaz mıydı? | Open Subtitles | ألم يُكُن يُعتبر يوماً ما أنهُ من الوطنية، أن نقف لحكوماتِنا عِندما تُخطئ ؟ |
Yani, bu olacak - Bu iş buralarda sıradan mı sayılıyor? | Open Subtitles | إذن , أهذا يُعتبر تصرف طبيعي للمدنيين؟ |
Genel olarak empati testi olarak kabul edilir ve bunda yüksek puan elde eden gruplar daha iyi sonuçlar verdi. | TED | إنه بصورة عامة يُعتبر اختبار للتعاطف، و المجموعات التي سجلت بشكل عالي فيه قامت بالأفضل. |
O zamanlar hukuk sürecinin gerekli bir parçası olarak görülüyordu. | Open Subtitles | في ذلك الوقت كان يُعتبر جزءا ضروريا من العملية القضائية. |
Toprağımdan herhangi bir şey almak çalmak olarak sayılır ve benden bir şey çalmak istemezsiniz, değil mi? | Open Subtitles | وأخذ أيّ شيء من أرضيّ يُعتبر سرقة وأنتَ لا تريد أن تسرق مني، أليس كذلك؟ |
Senin işin, seçimi kazanmasını sağlamak. Bundan başka her şey başarısızlık sayılır. | Open Subtitles | مهمتك أن تحققي انتخابه أي شيء آخر يُعتبر فشلاً |
Pekala, bu kusur sayılır mı bilmem ama bir süre önce, burada yaşamış olan kadın görünüşe göre oldukça zor zamanlar geçirmiş. | Open Subtitles | .. حسناً ، لا أدري .. إن كان هذا يُعتبر عيباً ولكن منذ فترة ، السيدة التي كانت .. تعيش هنا .. على ما يبدو ، كانت تمرّ بوقت عصيب |
Birleşmiş Milletler yasalarına göre bir ulağı öldürmek kabalık sayılır, tamam mı? | Open Subtitles | لقدصوتت"الأممالمُتحدة". وهذا يُعتبر قبيح أن تقتُلى الرسول ، حسناً؟ |
Özellikle de erkeğin annesi! Bu kötü şans sayılır... | Open Subtitles | خصوصاً والدة الشاب، هذا يُعتبر سوء حظ. |
Mısır cipslerinin en iyisi o sayılır. | Open Subtitles | يُعتبر كسمك الفيليه لـرقائق الذّرة. |
Yardım etmek istediğim sürece rahatsız etmiş sayılmaz. | Open Subtitles | ذلك لا يُعتبر مضايقة , ما لم أكن أنوي عدم مساعدتها |
Bunlarla karşılaştırınca, ona yaptığın bir şey sayılmaz. | Open Subtitles | إن ما فعلته يُعتبر لا شىء مقارنة بهذا |
Ordu tam olarak iş teklifi sayılmaz, Jim. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الجيش يُعتبر عرض عمل (يا (جيم ! وماذا تعرف أنت, حسناً؟ |
Bello'yu tutuklamak yerinde sayma sayılmaz. | Open Subtitles | -اعتقال "بيلو" لا يُعتبر تعادلاً |
Yani yalan bile sayılmaz. | Open Subtitles | لذا لا يُعتبر كذباً |
O da sayılıyor. | Open Subtitles | -إنه مجرّد خدش . لازال يُعتبر تلقي رصاصة. |
Kız kardeşimle gençler için İsa'nın Dört Temmuz'u dans gösterisinde kare dansı yapmak sayılıyor mu? | Open Subtitles | هل رقص المربع مع أختي في حفل (مراهقي المسيح) بالرابع من يوليو يُعتبر موعداً ؟ |
Fotoğrafçılık 20. yüzyıla kadar sanat olarak kabul edilmese de, çirkin tarafı İç Savaş döneminde yeşerdi. | Open Subtitles | على الرغم أن التصوير لم يُعتبر كفنّ لوحده حتى القرن العشرين، لكن خلال الحرب الأهلية، الجانب الشائن منه إنتشر. |
O zamanlar Otizm hastalık olarak görülüyordu. | Open Subtitles | حتَّى في ذلك الوقت كان التوحُّد يُعتبر من الأمراض |