Bu adam kurtulana ya da ölene dek kimse sahayı terk etmeyecek. | Open Subtitles | لا أحد يُغادر العقار حتى يتم إنقاذ ذلك الرجل أو يُصبح ميتاً. |
Adam dairesinden ayrılıyor. Takip edelim mi? | Open Subtitles | يا رفاق إنّه يُغادر الشّقة أتريديننا أن نذهب وراءه؟ |
Neden herkes herkes ben gelince gidiyor? | Open Subtitles | لماذاالجميع.. لماذا الجميع يُغادر عندما أحضر إلى هُنا؟ |
- Çok kan var. Görgü şahitlerinden biri bir adamı binadan çıkarken görmüş. | Open Subtitles | أحد شهود العيان رأوا رجلاً يُغادر المبنى. |
Beyefendi ayrılmadan dört hafta önce. | Open Subtitles | قبل ان يُغادر الأسكوير مذُّ أربعة أسابيع، |
Peki cinayetin işlendiği saatte onu spor salonundan ayrılırken gören spor hocası? | Open Subtitles | ماذا عن المُدرّب الذي رآه يُغادر الصالة الرياضيّة في وقت وُقوع الجريمة؟ |
Adam saat 22.00 de işe gitmek için evden çıkıyor. | Open Subtitles | الرجل يُغادر العمل في الساعة العاشرة مساءً، ولمْ يرجع للمنزل. |
Sonra içeri zorla girdi şimdi de gitmiyor. | Open Subtitles | ومن ثمّ أجبر نفسه على الدخول، وقال الآن أنّه لن يُغادر. |
Mr. Holland, Oğlunuzun odadan çıkmasını tavsiye ederim. | Open Subtitles | سيّد (هولاند)، أنا أوصي بأنّ يُغادر إبنك الغرفة كلاّ. |
Ama kız gittikten sonra Yumi 03:00'a kadar stüdyodaymış. Hiç ayrılmamış. - Bekle biraz. | Open Subtitles | لكن بعد مُغادرتها، كان في الاستوديو حتى الساعة الثالثة صباحاً، ولمْ يُغادر قط. |
Oh, muhtemelen bu yüzden onu hep terk ediyorsun. | Open Subtitles | ربّما لهذا السبب كنتِ تجعلينه يُغادر المكان دوماً |
Eğitimli katillerinden biri yerini terk ediyor. | Open Subtitles | أجل، أحد قاتليكَ المُدرّبين يُغادر موقعه. |
Dairemi asla terk etmem ama o sizde kalabilir. | Open Subtitles | أنا أنا لم يُغادر المكان ولكن ص تتمكن الحفاظ على ذلك |
Ama o bir saatliğine ayrılıyor ve ben dayanamıyorum. | Open Subtitles | ولكِنَهُ يُغادر لساعة وأنا لا أستطيع التحمُل. |
Adam dairesinden ayrılıyor. Takip edelim mi? | Open Subtitles | يا رفاق إنّه يُغادر الشّقة أتريديننا أن نذهب وراءه؟ |
- Benimki de sonbaharda gidiyor. - Benimki de. | Open Subtitles | ـ أنا لدي واحد سوف يُغادر بالخريف ـ و أنا أيضاً |
Ayrıca bir komşunun dediğine göre gece geç saatlerde daireden bir adamı çıkarken görmüşler. | Open Subtitles | ليس ذلك فحسب، لكن قال أحد الجيران أنّهم رأوا رجلاً يُغادر الشقة الليلة الماضية. |
Şehirden ayrılmadan önce para bulması gerekecek. | Open Subtitles | سيحتاج إلى أن يحصل على المزيد قبل أن يُغادر المدينة. |
Ziyaretçiler ayrılırken tüm izlerini de beraberinde götürmek zorundalar. | Open Subtitles | وعندما يُغادر الزوار، عليهم إزالة كل أثر لزيارتهم |
Endişelenip içeri girmeyi düşündüm ki adamın gittiğini duyduk. | Open Subtitles | وكان مُخيفاً نوعاً ما. وكنتُ عازماً على الدخول إلى هناك، ولكن بعدها سمعتُ الرجل يُغادر. |
O yüzden Miami'den henüz ayrılmadı. | Open Subtitles | "لهذا لم يُغادر "ميامي |
- Tanrıya şükür Thomas hâlâ bizle. - Yakında gitmeyecek mi? | Open Subtitles | ما زال لدينا "توماس"، حمداً لله- ألن يُغادر قريباً؟ |
Uyanış başladıktan sonra kimse çıkamaz. | Open Subtitles | لا يُغادر أى شخص المكان بمُجرد بدء الصحوة |
gitmeden önce, bana ne çeşit bir dava olduğunu söylemeliydi. | Open Subtitles | ،كان بإمكانه أن يخبرني قبل ان يُغادر . اي نوع من القضايا هيَ |