Bu da, genç bir rahibin Bay Geoffrey'in kızı Elizabeth ile kaçtığı bir aile skandalını ima ediyor. | TED | يُلمح هذا إلى فضيحة العائلة حيث هرب رجل دين شاب مع إليزابيث ابنة السيد جيفري. |
Sayın Hakim, savunma avukatı bir şey ima ediyorsa-- | Open Subtitles | بين منزل المدعى عليه ومنزل العريف فيرنيك يا سيادتك ، إذا كان محامي الدفاع يُلمح لشيء |
Bazı muhabirler, nasıl bu kadar hızlı onay aldığımı öğrenmek için etrafı soruşturuyorlar, senin konumunu kullandığını ima ediyorlar. | Open Subtitles | عن كيفية قبولى بتلك السرعة يُلمح انك إستخدمت نفوذك و الاّن سيتخذون قرار |
Şimdi, MC şarkıda beş harfli bir kelime olduğunu ima ediyor ama yaş sınırını korumak için, basitçe ''mülkiyet'' olarak bahsediyor. | TED | في هذه الأغنية، المغني يُلمح أنها كلمةٌ بذيئة، ولكن لتبقى مناسبة للأطفال، يُعطي معنى "ملكية." |
Benim bir şey sakladığımı ima etti. | Open Subtitles | يُلمح أنني أخفي شئ |