"يُمكنها" - Translation from Arabic to Turkish

    • edebilir
        
    • edemez
        
    • yapabilir
        
    • olabiliyor
        
    Hayır... 10 yıl, 20 yıl sorun çıkarmadan dönmeye devam edebilir. Open Subtitles لمدة 10 سنوات، 20 سنة، يُمكنها الاستمرار بالدوران بدون أي مشاكل.
    Bize yardım edebilir, değil mi? Open Subtitles و يُمكنها أن تطلُب منها مُساعدتنا, صحيح؟
    - Sorgu odasında bekliyor. - Beklemeye devam edebilir. Open Subtitles ـ إنها تنتظرنا في غلرفة التحقيق ـ يُمكنها أن نتتظر قليلاً
    Etrafı dağlarla çevriliyken daha fazla adam temin edemez. Open Subtitles لا يُمكنها تموين جيش بهذا الحجم لأجلٍ غير مسمى. دَع عنكَ أنّه معزولٌ بالجبال.
    Bu şekilde devam edemez. Ayağı iyi durumda değil. Open Subtitles لا يُمكنها التقدّم وهي بهذه الحالة إصابة قدمها سيئة جدّاً
    İlaçlarınızın ince ayarını tutturabilir. Riskinizi azaltmak için spor planları yapabilir. Open Subtitles يُمكنها ضبظ جُرعات أدويتك بدقّة بالغة، تطوير خُطط التّمرينات لتقليل المُخاطرة،
    Ama bazen bu fazla arkadaşça olabiliyor. Open Subtitles لكن أحيانا الأشياء يُمكنها أن تصبح ودّيّة جداً
    Bu arada, ailenizden kim olursa istediği zaman ziyaret edebilir. Open Subtitles بالمناسبة, عائلتك يُمكنها زيارتك في أيّ وقت.
    Bundan kurtulman için polis yardım edebilir. Open Subtitles المباحث الفيدرالية يُمكنها مساعدتنا في هذا الأمر
    Baş edebilir. Al, güvende olacaksın. Open Subtitles يُمكنها التعامل مع الامر, هذه ستجعلكِ آمنة.
    Hizmetçim yatılı kalıyor. Bana şahitlik edebilir. Open Subtitles مدبرة المنزل تعيش هُنالك، يُمكنها تشهد معيّ.
    Betty kayıtlara da yardım edebilir. Open Subtitles بيتي يُمكنها أيضاً أنْ تساعد في دفاتر الحسابات.
    Beni Emily'nin evinde gördü. Kimliğimi tespit edebilir. Open Subtitles لقد رأتني في شقة " إميلي " ، يُمكنها التعرف علىّ
    Bu yüzden hükümeti yok edebilir. Open Subtitles حتى يُمكنها القضاء على الحكومة
    'Belki size edebilir.' Open Subtitles "لكنّها ربّما يُمكنها مساعدتك"
    Benden sonsuza dek nefret edemez, değil mi? Open Subtitles لا يُمكنها أن تكرهني للأبد ، أليس كذلك ؟
    "Gazetelerdeki resimler olup bitenleri tarif edemez." Open Subtitles الصور في الورق لا يُمكنها وصفه مُطلقاً
    Haberi yok ki. Ne yapabilir? Open Subtitles لا تعلم بشأن الأمر ماذا يُمكنها أن تفعل بشأن ذلك ؟
    Peki, sanırım Max şuradaki dolapta seninle yapabilir. Open Subtitles مجّــانًـا؟ حسنًا، أعتقد أن (مـاكس) يُمكنها أن تضاجعك في الخزانة هناك.
    Orman insanları için, basit şeyler bile inanılmaz değerli olabiliyor. Open Subtitles بالنسبة لــ سكان الغابة, الاشياء البسيطة يُمكنها إحتواءقيمةإستثنائية،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more