Bu da sizi değişik bir kariyer yapmaya zorlayabilir, ama aslında büyük de bir avantajı vardır: iş rekabeti yok. | TED | ربما هذا .. صادم قليلاً .. اقصد هذا التخصص ولكن في الحقيقة انه تخصص مميز اذ لا أحد ينافسك به |
Bir ileri bir geri gidiyorum bu şekilde, bir yere vardığım yok. | TED | إنني فقط أتجه ذهابا وإيابا ، وأنا لا أصل إلى أي مكان. |
Genlerimizde Müslüman veya Meksikalılardan nefret etmeye dair hiçbir şey yok. | TED | لا يوجد شيء في حمضنا النووي يجعلنا نكره المسلمين أو الكمسيكيين. |
Bu hıza dönmenizin de yine 8 yıl süreceğini düşünebilirsiniz, ya da 10 yıl -- Hayır, cevap 45 yıldır. | TED | ربما يخطر على بالكم انك ستعود الى نفس السرعة خلال 8 سنوات .. او 10 .. لا ..انها 45 عاماً |
Hayır, görebildiğiniz ve test edilebilen temeller üzerine oturan gerçeği bulmaya çalışmak hakkında. | TED | لا ، إنه البحث عن الحقيقة اعتماداً على .. ما تراه وما تحسه. |
Her türden fikir aldık. Evet, Hayır ya da bilmiyorum. | TED | حصلنا على كل أنواع الآراء. نعم، لا أو لا أعرف. |
Ama aslında buna ihtiyacı yok çünkü yine bir şekilde kendini kaldırmaya çalışıyor. | TED | لكنه لا يحتاج ذلك حقا، لأنه، مجددا، يستطيع أن يرفع نفسه نوعا ما. |
Bu harekete nasıl eriştiği konusunda gerçekten hiçbir fikrimiz yok. | TED | نحن في الحقيقة لا نملك اي فكرة عن كيفية حركتها |
Ya da ev ödevini araştırmayı bilmeyen bir çocuk çünkü bilgiye erişimi yok. | TED | وفي طفل لا يستطيع حل واجباته المنزلية، لأنه لا يستطيع الحصول على المعلومات. |
Israr etti, mumyalamak yok, açık tabut yok, cenaze yok. | TED | أصر على ذلك، لا تحنيط ولا كفن مفتوح، ولا جنازة. |
Şimdi çoğunuz nükleer füzyon diye bir şey yok diyorsunuzdur,. | TED | محتمل أن معظمكم يقول: لا يوجد ما يسمى بالإندماج النووي. |
Bu bağlamda, fiziğin kanunları karanlık enerji miktarını gösteren sayıyı açıklayamaz, çünkü aslında tek bir sayı yok, pek çok sayı var. | TED | في هذا السياق قوانين الفيزياء لا تستطيع تفسير رقم واحد من الطاقة المظلمة لأنه لا يوجد رقم واحد هناك العديد من الارقام |
Petrol fiyatlarının tavan yapmasını hala tartışıyoruz ancak çocuk sayısı konusunda şüphe yok. | TED | لا نزال نجادل في ذروة النفط، ولكن بالتأكيد قد وصلنا إلى ذروة الأطفال. |
Hayır! Ve bu durum beynin ağında karmaşa yapıyor buna öğrenilmiş felç deniyor. | TED | لا. وهذا يدخل في الدوائر العصبية في المخ، ونسمي هذا بالشلل المتعلم، حسنا؟ |
KB: Göz bağının ötesini görmenin hiçbir yolu yoktu, değil mi? Kathryn: Hayır. | TED | كيث بارى: لم يكن بإمكانك الرؤية من خلالها، أليس هذا صحيحاً؟ كاترين :لا |
Hayır. Dizüstü istememizin sebebi kritik olan kelimenin "eğitim" olması, dizüstü değil. | TED | لا. سبب الحوجة للكمبيوترات المحمولة أن الهدف هو التعليم، ليس كمبيوتر محمول. |
Şimdi aranızdaki mühendisler bu kablolara bakıp "Hayır taşıyamaz. Bunlar çok ince" diyebilirler. | TED | المهندسين من بينكم سينظرون إليها ويقولوا لا إنها لا تحملها. إنها كابلات صغيرة |
Fakat ne yazık ki, yozlaşma ve açgözlülüğe Hayır demeye gelen rahipler, politikacılar, öğrenciler ve halkın desteği gittikçe yükseliyordu. | TED | ومن حسن الحظ، اندلعت انتفاضة لدعمهم من رجال دين وسياسيين وطلاب وجمهور عريض، جميعهم خرجوا كي يقولوا لا للفساد والجشع. |
Cevabım Hayır, çünkü bu belirli kararı sevmiyorlar, ancak sistemi değiştirmek istemiyorlar. | TED | وإجابتي لا، لأنهم لا يعجبهم القرار الخاص، لكنهم لا يريدون تغيير النظام. |
Hayır gerçekten, biz gelecek nesiliz bu dünyayı daha ileriye götürecek olanlarız. | TED | لا فعلاً .. فنحن جيل الغد الذين سوف يحركون العالم إلى الأمام |