Ve Şimdi, tedarik zincirinin bağımsız cumhuriyeti... bizi tatmin edecek şekilde... ...yönetilmemekte olan etik tüketim... ...ve ticaretiyle uğraşabiliriz. | TED | والآن جمهورية سلسلة التوريد المستقلة هذه لا يتم حكمها بطريقة ترضينا بأن تشارك في تجارة أخلاقية أو استهلاك أخلاقي |
Şimdi de içine biraz kimya koyacağız ve hücrede biraz kimya yapacağız. | TED | والآن سنضع الكيمياء بالداخل و نجرى بعض التفاعلات الكيميائية فى هذه الخلية. |
Yani çıkarımlar yaptık, tahminler yaptık, ve Şimdi hareket üretmeliyiz. | TED | لذلك فقد وضعنا استدلالات، وقمنا بالتنبؤات، والآن علينا توليد الحركة. |
Şimdi daha da ilginç bir resimle karşılaşacaksınız, çünkü Şimdi şempanzelarden biri beslendi. | TED | والآن سترون صورة أكثر إثارة للاهتمام، لأنه أحد هذين الشمبانزيين قد تم إطعامه. |
CO: Dün beni Washington Sokağı'ndaki o yere gönderdin, Şimdi zehirli sarmaşık döküntüsüyle kaplandım. Yani, günlerimiz böyle şeylerle dolu geçti. | TED | كايتريا أونيل: لقد ارسلتني إلى ذلك المكان في شارع واشنطن أمس، والآن فأنا مغطاة باللبلاب السام. هذا هو ما ملأ أيامنا. |
Şimdi eğer bu meşruiyet değilse, meşruiyet nedir emin değilim. | TED | والآن إن لم تكن هذه شرعية، فلست متأكداً من ماهيتها. |
Şimdi bu sürecin hayatımız için ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz. | TED | والآن يستطيع الفرد منّا أن يفكر بمدى أهمية تلك العملية لحياتنا. |
Mercanlar uzun zamandır mücadele ediyorlar ki Şimdi biz de öyle. | TED | ودائماً ما تلعب الشعاب المرجانية اللُعبة الطويلة المدي، والآن نحن كذلك. |
Harika. Şimdi ne olduğunu anladın, hadi daha da ilginç bir şey deneyelim. | TED | ممتاز. والآن بما أنك قد فهمت الفكرة الرئيسية دعنا نجرب خدعة أكثر تشويقاً |
12 köy ile küçük başladı, Şimdi 24 köyde var. | TED | لقد بدأ صغيرا بـ 12 قرية. والآن في 24 قرية. |
Şimdi cam bir levha alın ve poşetin bir kenarına yerleştirin. | TED | والآن أحضروا صحناً من الزجاج ثمّ ضعوه على جانب كيس البلاستيك. |
Şimdi de Nollywood'umuz var, dünyadaki üçüncü büyük film endüstrisi. | TED | والآن لدينا نوليود, ثالث أكبر صناعة أفلام على مستوى العالم. |
diyoruz. Şimdi, canlandırmak için, arabanızla bir yere gittiğinizi düşünün. | TED | والآن لتوضيح ذلك، أريد منكم تخيل أنك تقود لمكان ما. |
Şimdi sizlerden, bizlere resmen yardım etmenizi istiyorum çünkü bunu tek başımıza yapamayız. | TED | والآن أودُ أن أطلب منكن رسميًا مساعدتنا، لأننا لن نستطيع القيام بهذا وحدنا. |
Şimdi, bu sergi, söylediğim gibi, seksen yıllık yolda hezimete uğramış 40 genç ressam, ve bana göre onların vurgulamak istediklerini dikkate almak. | TED | والآن هذا المعرض ، كما قلت، ضم 40 من الفنانين الشباب على مدى ثماني سنوات ، و بالنسبة لي يعتبر نظراً حول الآثار. |
Şimdi bu duygusal zekâyı kendiniz geliştirebilir ve günlük hayatınızda kullanabilirsiniz. | TED | والآن بإمكانك صقل هذا الذكاء العاطفي بنفسك واستعماله في حياتك اليوميّة. |
Şimdi diğer bir kirlilik türü bu biyolojik kirlilik aşırı besinlerden kaynaklanır. | TED | والآن شكل آخر للتلوث وهو التلوث الجرثومي وهو ماينتج عن التدخل الغذائي |
Şimdi, durum şu o iki kız seni kaçarken görmüşler | Open Subtitles | والآن سنتوقف عند هذه النقطة تلك الفتاتان شاهداك وأنت تهرب |
Şimdi de uzun bıyıklı, kısık gözlü bir yüze dönüştü. | Open Subtitles | والآن, تتحول الى وجه رجل كامل ذو شارب وعيون ضيقة |
Ben buna bile itiraz ettim. Ve sen Şimdi onu katil yapıyorsun. | Open Subtitles | لقد اعترضت على هذه الفكرة, والآن, انت تحاول اتهامه على انه القاتل |