"– لا –" - Translation from Arabic to Turkish

    • - Hayır
        
    - Hayır baba. Küçük köhne bir ofiste hayatım boyunca tıkılıp kalamam. Open Subtitles لا أستطيع تقبل أن أكون محاصراً لبقية حياتي وراء مكتب صغير قذر
    - Kostümümden olsa gerek. - Hayır, Talbot sizin gerçekten o olduğunuzu düşünüyor. Open Subtitles ـ أووه , تقصد ملابسي ـ لا , تالبوت يعتقد أنك دراكولا الحقيقي
    - Hayır, Baba. Dışarı çıkıyoruz. - Eski zamanlardan söz ederdik. Open Subtitles لا يا ابى, سنخرج الآن يمكننا ان نتحدث عن الأيام الخوالى
    - Hayır, lütfen bunu aklınızdan geçirmeyin. - Egomu alıp yürüyüşe çıkacağım. Open Subtitles لا من فضلك لا تفكرى هكذا أنا فقط سأصحب غرورى فى جولة
    - Robert Fulton, nasılsınız? - Hayır, Robert Q. Lewis. Herkes karıştırıyor. Open Subtitles روبرت فيلتون ، كيف حالك لا روبرت ك لويس الكل يفعل ذلك
    - Şu büyük siyah kasada belki? - Hayır, kasada hiçbir şey yok. Open Subtitles لعلها فى تلك الخزنة الكبيرة السوداء كلا , لا يوجد شئ فى الخزنة
    - Hayır, çalışma odasında, çalışıyor. - Evet, o bir şair. Open Subtitles لا انه فى الاستوديو الخاص به يعمل اه نعم انه شاعر
    - Biliyorsun, bir başkasına da sorabilirsin. - Hayır, soramam. Open Subtitles ـ تستطيعين أن تسألى شخص ما ـ لا، لا أستطيع
    - Hayır, sağ ol Sandy. Doydum. Bu yağmurda çıkamazsın. Open Subtitles لا يمكنك العودة فى ذلك المطر هل تريد أن تغرق؟
    - Elbette o kadar etkilenmedim. - Hayır. Hayır bayım etkilenmemişsiniz. Open Subtitles بالتأكيد لَستُ بذلك الشخص الممتع لا لا يا سيدي أنت لَسْتَ
    - Hayır, efendim, saçıma dokunmayacaksın. - Ponyboy, yine uzayacak be, oğlum. Open Subtitles لا, لا لن تلمس شعري بوني بوي, سينمو مره اخرى يا رجل
    - İyi dans ettiğini biliyorum. - Hayır, dans etmek istemiyorum. Open Subtitles أنا أعرف أنك راقص جيد لا, أنا لا أريد الرقص حقا
    - Bence mutfaktan garip bir koku geliyor. - Hayır. Open Subtitles أعتقد أن هناك رائحة غريبة آتية من المطبخِ , لا
    - Sadece Lady Catherine ve kızı. - Hayır, o yaşlı Mrs Jenkinson. Open Subtitles ـ وهى فقط السيدة كاثرين وأبنتها ـ لا هذه العجوز هى السيدة جينكسون
    - Öyle bir niyetim yok, Lady Catherine. - Hayır, asla olamaz. Open Subtitles ـ ليست لدى النية لذلك ياسيدة كاثرين ـ لا باطبع,لا نية أطلاقا
    - Hayır aptal, halen başkan değil. - Seçimlere katılıyor. Open Subtitles لا انت عم تمزح ما هادا المحافظ بعدين بدو يصير
    Senin hikâyenle ilgili bir sürü sorunumuz var. - Hayır yok. Open Subtitles نحن فى ورطة نتيجة قصتك السيئة لا ، نحن لسنا كذلك
    - Ama biliyor musun? Ben kalırım. - Hayır ben kalacağım. Open Subtitles و لكن تعرف أنا سأبقى لا أنا التى ستبقى أنه أخى
    - Geç kalmazsın, değil mi? - Hayır, gelirim. Merak etme. Open Subtitles لا تتأخر يا صديقي لا ، سَأكُونُ هناك ، لا تقلق
    - Hayır, gerek yok. Bir saat sonra Psikoloji dersim var. Şimdi gideceğim. Open Subtitles لا, لا بأس, لديَّ صف علم النفس بعد ساعة, لذا, انا فقط سأرحل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more