"‫ لم تكن" - Translation from Arabic to Turkish

• yoktu
• değildi

Annem gelince, adam annemden para istedi ancak onda da yeteri kadar yoktu.
وحضرت أمي إلى الخارج، وطلب منها النقود، ولكنها لم تكن تملك المال الكافي.

Sağlığa zararlı ibareleri yoktu, en azından federal idarenin koydurdukları.
لم تكن هناك مشاكل صحية، على الأقل أمراض محظورة فيدرالياً.

SD: Geçen haftaya dek bir kara delik görüntüsü hakkında hiç fikrimiz yoktu.
ش.د: حتى الأسبوع الماضي، لم تكن لدينا أي فكرة حول شكل الثقب الأسود.

Yani harita coğrafi olarak doğru ama pek kullanışlı değildi.
لذلك كانت الخريطة دقيقة جغرافيًا لكن ربما لم تكن مفيدة.

Bunların hepsi mükemmel değildi veya mükemmel olmayacak ancak trend çok bariz.
لم تكن جميعها كاملة، أو ستكون كاملة، لكن اتجاه الإصلاح واضح جدا.

Bu, bir öğrencinin sorusu karşısında ilk defa cevapsız kalışım değildi.
ولكنها لم تكن المرة الأولى التي أعجز فيها أمام سؤال طالب.

Gümüş madeni sıfırı tüketti. Zaten fazla bir şey de yoktu.
قصة منجم الفضة الخاص بنا استهلكت لم تكن جيدة لنبدأ بها

Mezar taşı yoktu, o yüzden insan mezarı değildir diye düşündüm.
فكرت أنه لم يكن قبراً بشرياً لأنه لم تكن عليه علامة

Bu akşam bir konuşma yapmaya hiç niyetin yoktu, değil mi?
انت لم تكن تنوى ان تُلقى خطبة الليلة من قبل ؟

Kurmay subayı Tümgeneral Klaus Kahlenberge'nin de o gece için mazereti yoktu.
رئيس أركانه اللواء كلاوس كالينبرج أيضا لم تكن له ذريعة هذه الليلة

Eğer kokpitin ışıkları kesilmemiş olsaydı, bunu görmemin hiç bir yolu yoktu.
إذا لم تكن أضوائي قد تعطلت كان من المستحيل أن أرى ذلك

Çok popüler bir başkan eşi değildi ama tuhaf yanıda yoktu
لم تكن بالضبط السيدة الأولى الأكثر شعبية ولكن لا شيء متطرف

Düzgün bir çözüm yoktu. Her çözüm birçok riski ve boşluğu barındırıyordu.
لم تكن هناك حلول جيدة، فكل الحلول كانت مليئة بالعيوب ومحفوفة بالمخاطر

Ah, olamaz, hiçbir fikrim yoktu. Keşke nerede olduğunu bilseydim, gidip onunla konuşabilirdim.
تبا، لم تكن لدي اية فكرة لو كنت اعلم مكانه، لذهبت لتحدث اليه

Bir örtbas hikayesine gerek yoktu. Neredeyse, bildiğimiz tüm hayatı yokedecekti.
لم تكن هناك حاجة لقصة ملفقة، كان سيقوم بمسح الحياة بأكملها

Fakat yolculuğumun, büyüten ve rahatsız edici tek bölümü annemle evdeki hayatım değildi.
لكن حياتي مع أمي في البيت لم تكن الجزء الوحيد الشاق في حياتي.

Ancak herşey insan değildi, ve size çok heyecanlı bir örnek vereceğim.
إنها تحدد نوع الصوت الذي نصدره. لم تكن معروفة في سجل الحفريات،

Bana gelince, bu sadece yüzleşmek zorunda kaldığım saldırılarla ilgili değildi.
بالنسبة لي، لم تكن فقط حول هذه الهجمات التي كنت أواجهها.

Her 10 snapper balığından 9 tanesi snapper balığı değildi.
سمك الحمرة، 9 من 10 أسماك الحمرة لم تكن كذلك.

Fakat çok geçmeden anladım ki bu fırsat evrensel değildi.
لكن سرعان ما أدركت أن هذه الفرصة لم تكن عالمية.