"♪ لجعل" - Translation from Arabic to Turkish

    • kadar
        
    Kaslarınıza yıkım yaşatır, iyi beslenir, dinlenir ve bunu tekrarlarsanız, kaslarınızın mümkün olduğu kadar büyük ve güçlü olmasını sağlarsınız. TED عندما تمزّق عضلاتك، كُل طعاماً مناسباً، استرح و كرّر العملية، سوف تخلق ظروفاً لجعل عضلاتك كبيرة و قويّة قدر الإمكان.
    Ve inan bana... ben de bu kadar samimi olmasını beklemiyordum. Open Subtitles وصدقيني وصدقيني كان هذا ، لجعل الأداء واقعيا ً بقدر مايجب
    Onlarla görüşmeler bize GÇAÇS'nın hazırlanıp, çalışır hale getirilinceye kadar yeterli zamanı kazandırır. Open Subtitles المفاوضات معهم قد تشتري لنا وقت كافى لجعل السلاح الكوكبى المضاد لهم يعمل.
    ..ne yapardım, benden bu kadar nefret etmesini engellemek için ? Open Subtitles ما الذي فعلته لجعل الجميع يكرهني كثيراً طوال هذه المُدة ؟
    - Ne istiyorlarsa o kadar korkunç bir şey ki, kitap onlardan bahsettiği yerleri silip yeni şeyler yazdı. Open Subtitles حسناً، مهما كان الأمر أنهم مخيفون بما فيه الكفاية لجعل الكتاب يعيد كتابة نفسه ويقوم بمحى أي ذكر لهم
    İlk İkarus üssünü çalışır hale getirmenin ne kadar zaman aldığını biliyorsun. Open Subtitles حسناً أتعرف كم من الوقت إحتجنا لجعل قاعده ليكاروس الأولى تعمل ؟
    Çalışabildiğim kadar ve ne kadar çok çalışmam gerekse de çalışacağım. Open Subtitles و سأعمل بأقصى قوة ، لأطول وقت يمكنني لجعل هذا يحصل
    Cumhuriyet Şehri'nin Güney'i desteklemeye ikna etmek neden bu kadar zor anlamıyorum. Open Subtitles أنا لا أفهم لماذا هو صعب جدا لجعل مدينة الجمهورة تدعم الجنوب
    Tutuklamaya yetecek kadar çok, kanıtlamaya yetecek kadar az şey. Open Subtitles ما يكفي لحجزه و لكنه لا يكفي لجعل القضية تصمد
    Ve hepinizin bu dünyayı daha iyi bir yer yapmayı ne kadar umursadığınız son derece açıktı. TED وكان واضحا جدا مدى رعايتكم جميعا في محاولة لجعل هذا العالم مكانا أفضل.
    Tabi ki,çevirilerin profesyonal çevirmenlerinkiler kadar iyi olabilmesi için burada biraz hile yapıyoruz. Tek bir profesyonel çevirmenin kalitesine TED بالطبع عملنا خدعة هنا لجعل الترجمة جديدة تشابه المترجمين المحترفين دمجنا ترجمة عدة مبتدئين
    Hall-Heroult hücresi yüksek sıcaklıklarda çalışır, alüminyum metalini sıvı tutacak kadar yüksek bir sıcaklıkta. TED خلية هال و هيرولت تعمل في درجات حرارة عالية، درجة حرارة عالية بما يكفي لجعل منتج معدن الألمونيوم سائلاً.
    Şunu gerçekten fark ettim; sizin bana baktığınız kadar ben de size bakabilirim, şartları eşitlemiş oluruz. TED وأدركت أن ما أعجبني كحل بديل هو أن أحدق بكم بقدر ما تنظرون إلي لجعل الأمور متكافئة لحدٍ ما
    Sürekli artan bir tutkuyla sonuna kadar savaştı. Yolsuzluk ve yoksullukla mücadelede yalnızca hükümet yetkililerinin dürüst olmasının yetmeyeceğine vatandaşların da seslerini duyurmak için kenetlenmesi gerektiğine inanıyordu. TED لقد حارب حتى النهاية، بعاطفة جياشة في مكافحة الفساد والفقر، لا يلزم فقط أن يكون المسئولون الحكوميون صادقين، يجب على المواطنين أن يساندوا بعضهم لجعل أصواتهم مسموعة.
    Bu değiş tokuşu sokak kadar kolay ve içgüdüsel yapan internet araçları ortaya çıkıyor. TED الآن، أدوات على شبكة الإنترنت لجعل التبادل سهلة وغريزية كما في الشارع، انهم في طريقهم الى هناك
    derim, ya da mezun olduğun üniversite veya iş, ve ben bunun hakkında muhabbet edecek kadar bir şeyler bilirim. TED او مدرستك أو وظيفك، وأنا أعرف شيئا قليلاً فقط عن هذا الموضوع، ما يكفي لجعل المحادثة تبدأ
    Ama bunu bir ideoloji olarak görerek, savaşı kaçınılmaz yapmak yerine barışı mümkün kılmak için yollar arayacak kadar akıllı olabiliriz. TED لكن عوض جعل الحرب حتميّة من خلال النظر على الأمر أنّ إيديولوجيّ، علينا أن نبحث عن طرق لجعل السلام ممكنا.
    Kullanıcının suyu kaynatmak için şu düğmeye basması gerekiyor, yani şu anlama geliyor, hepimiz tembel olduğumuz için ne kadar ihtiyacın varsa o kadar dolduruyorsun. TED المستخدم يجب حقا ان يضغط على الزر لجعل مائه يغلي و الذي يعني , بما ان جميعنا كسولين سوف تملئ تحديدا ما تحتاجه
    Lazer soğutma ile atomlar sadece birkaç cm/sn hızına kadar yavaşlatılabilir— kuantum etkilerinin sebep olduğu hareket gözle görülür hâle gelir. TED يستطيع الليزر تبطيئها لعدة سنتيمترات في الثانية كافية لجعل الحركة المتأثرة بالكم الذري واضحة.
    Yetmezmiş gibi kuvvetli rüzgar emaneti taşımayı o kadar zorlaştırdı ki kaçarken çalıların arasına saklamak zorunda kaldı. TED لجعل الأمور أسوأ، رياح قوية جعلت من الآثار ثقيلة للحمل لذلك خبأه في بعض الشجيرات أثناء هروبه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more