Bazı zamanlar Afganistan'da olduğunu sansan da, ...bir de bakmışsın ki, aslında Pakistan'daymışsın. | Open Subtitles | وفي بعض الأحيان حين تكون في أفغانستان, يتضح أنك في الحقيقة في باكستان. |
Bu senin Japonya'da olduğunu ve onun ilk deneyin olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ذلك يعني أنك في اليابان ، وهذا هو تجربتك الأولى |
California'da olduğunu hayatta ve iyi olduğunu söyleyebilir miydin? | Open Subtitles | تستطيعي ان تقولي انك في كلفورنيا؟ حية ترزقين |
Selam. Swipe davulcusu Ben'le Londra'da olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | مرحبا، اعتقدت انك في لندن مع بين من فرقة سوايب. |
Salvador'da olduğunu düşünüp çok endişelendim. | Open Subtitles | وأنا التى كنت قلقة جداً وأنا أعتقد أنك فى السلفادور |
Seni bulmak uzun sürdü. Güney Amerika'da olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد أستغرقنا وقتا كى نجدك لقد كنا نعتقد أنك فى أمريكا الجنوبية |
Seattle'da olduğunu bile bilmiyordum ki. | Open Subtitles | أعني أنني لم أعلم أنكِ في سياتل |
Hâlâ USO'da olduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | لا تزالين تعتقد أنكِ في "الالتزام بتعميم الخدمات"؟ |
Bana Frisco'da olduğunu söylerken burada bir otelde çıkıyorsun. | Open Subtitles | قلت لي أنك كنت في فريسكو و انت كنت هنا في فندق؟ |
Ona senin Londra'da olduğunu, provalara başlayacağımızı söyledim. | Open Subtitles | لقد أخبرتها أنك في لندن ونحن على وشك بدء التجارب |
Alaska'da olduğunu söyledi? | Open Subtitles | نعم, نعم. لقد قالت أنك في ألاسكا |
Görüşme için Boston'da olduğunu düşünmüştüm. Evet. | Open Subtitles | لقد ظننت أنك في الطريق لـ"بوسطن" من أجل المقابلة |
Bizim de Mossad'a bir iyilik borcumuz var. Çünkü senin Washington'da olduğunu söylediler. | Open Subtitles | -ونحن ندين لهم بخدمة لأنهم أخبرونا أنك في العاصمة |
Yunanistan'da olduğunu duyduk. | Open Subtitles | سمعت انك في اليونان |
- Rochester'da olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | كنمت اعتقد انك في روتشيستر |
10. sınıfta, burun ameliyatı oldun ama herkese Fransa'da olduğunu söyledin. | Open Subtitles | فى الصف العاشر ، حصلتى على وظيفة سيئة و أخبرتى الجميع أنك فى فرنسا |
Seattle'da olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | أنتى قلتى أنك فى سياتل |
Lussier Fransa'da olduğunu biliyor. Seni bulacak ve öldürecektir ve büyük ihtimal sana yardım ettiğim için beni de. | Open Subtitles | "لوسيه" يعرف أنكِ في فرنسا سوف يجدك ويقتلك ومحتمل أنا أيضاً لمساعدتي إياكِ |
Arasan iyi olur. Çünkü Orcas'da olduğunu bilmiyor sanırım. | Open Subtitles | لذا ربما ينبغي لكِ أن تتصلي به لأنه لا يعلم أنكِ في جزيرة "أوركاس" |
Geçen gece Ottawa'da olduğunu kanıtlayabileceğini söyledin, tamam. | Open Subtitles | يقول لك هل تستطيع أن تثبت أنك كنت في أوتاوا ليلة أخرى، ودفع غرامة. |