"'e gidiyorum" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذاهب إلى
        
    • سأذهب الى
        
    • ذاهب الى
        
    • أنا سأذهب إلى
        
    • أَنا ذاهِب إلى
        
    Ama şimdi Ister'e gidiyorum, halen... Open Subtitles لكن .. بما أننى ذاهب إلى إيستر .. أتسائل إذا
    Comicon'a veya IMAX'e gidiyorum diyemez miydim? Open Subtitles أنا كان يمكن أن أقول بسهولة أننى ذاهب إلى مسرحية أو فيلم فى السينما
    Ben Paris'e gidiyorum ve eğer istersen benimle orada buluşabilirsin. Open Subtitles سأذهب الى باريس و ان كنت تريد يمكنك ملاقاتي هناك
    Yarın sabah Lévis'e gidiyorum... ..9:00 vapurunda. Open Subtitles سأذهب الى لافيز غداً صباحاً على المعدية الساعة 9 صباحاً
    Yarın annemin evini satmak için Los Angeles'e gidiyorum. Open Subtitles انا ذاهب الى " لوس أنجيلوس " غدا, وأبيع شقتي هناك.
    Paris'e gidiyorum. Open Subtitles انا ذاهب الى باريس
    Tamam.Bak ne diyorum, bir haftalığına iş görüşmesi içn Çin'e gidiyorum. Open Subtitles حسنا. أنا سأخبرك بشيء, أنا سأذهب إلى الصين لأسبوع بخصوص العمل
    Polis'e gidiyorum. Open Subtitles أَنا ذاهِب إلى الشرطة.
    Little Ray'e gidiyorum, bozduğun kelepçenin yenisini alacağım. Open Subtitles أنا ذاهب إلى قليلا راي أن يصبح فاصل لواحد إنكسرت.
    Ben de daha kahvaltı etmedim o yüzden Burger King'e gidiyorum. Open Subtitles و أنا فوّت طعام إفطاري لذا أنا ذاهب إلى "بيرغر كينغ"
    Büyük ASMI kongresi için Cedar Rapids'e gidiyorum. Open Subtitles أنت ذاهب إلى السيدر رابد إلى المعرض الكبير
    Sıkma canını, Tom. Springfield'e gidiyorum, bu ne demek biliyor musun? Open Subtitles لا تكن جانبيا يا (توم)، فأنا ذاهب إلى"سبرنجفيلد"، وهل تعرف مافيها؟
    - Daha fazla bu lafları çekemem. Paris'e gidiyorum, tamam mı? Bonfe gidiyorum, Kanada'ya! Open Subtitles أنا ذاهب إلى "باريس"، "فرنسا" سأذهب إلى "كندا"
    Kağıt Fener'e gidiyorum, benimle orada buluş. Open Subtitles أنا سأذهب الى الفانوس الورقي إذا وصلتك الرسالة, قابليني هناك
    Baze'e gidiyorum. Benden barı temizlemesine yardım etmemi istedi. Open Subtitles سأذهب الى بيت "بايز يحتاج مساعدتي في تنظيف البار
    Yarın Bon Jovi'yle Sydney'e gidiyorum. Open Subtitles سأذهب الى سيدني غدا مع بون جوفي
    Yarın Bon Jovi'yle Sydney'e gidiyorum. Open Subtitles سأذهب الى سيدني غدا مع بون جوفي
    Hayır ben Kuzey'e gidiyorum. Open Subtitles لا ، سأذهب الى الشمال
    Brooklyn'e gidiyorum. Open Subtitles أنا ذاهب الى بروكلين
    - Ben bay Slate'e gidiyorum. - İyi fikir. Open Subtitles انا ذاهب الى السيد سليت - فكرة جيدة -
    - Ben Selfridge'e gidiyorum. - Dur Grace! Open Subtitles "انا ذاهب الى "سلفريدج - "كلا, "جريس -
    - Detroit'e gidiyorum, istersen sen de gel. - Gel ve izle Wade. Open Subtitles أنا سأذهب إلى ديترويت، و إذا أردتِ الذهاب فقط هيا.
    Hoşça kalın millet. Reykjavik'e gidiyorum. Open Subtitles مع السّلامة "أنا سأذهب إلى "ريكافيك
    Saint Tropez'e gidiyorum. Open Subtitles أَنا ذاهِب إلى سانت تروبيز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more