Bugün burada kelimenin gerçek anlamıyla İsa'nın kalbinde toplandık. | Open Subtitles | نحن مجتمعون هنا اليوم حرفياً في قلب المسيح |
Orta Batı'nın kalbinde, Missouri Irmağı'nın kıyıları boyunca pırıl pırıl bir şehir uzanıyor: | Open Subtitles | في قلب الغرب الأوسط، على امتداد ضفتي نهر الميسوري، |
Bir saat içinde Kaledonya Ormanı'nın kalbinde bir değiş tokuş yapmak istiyor. | Open Subtitles | يريد القيام بمبادلة في قلب الغابة الكلدونيّة بعد ساعة |
- Burada, Prusya'nın kalbinde bir Slav kardeşime rastlayacak kadar talihli olmam mümkün mü acaba? | Open Subtitles | اسمعها من صوتك لا اصدق ان لدي الحظ ان اقابل احدا من الدول السوفيتية هنا في قلب بروسيا؟ |
Eski üyesi olduğunu söyledim hâlâ IN6'nın kalbinde çalışıyor. | Open Subtitles | لقد قيل لي وهو عضو سابق لا يزال يعمل في قلب IN6. |
Şimdilik, Philadelphia'nın kalbinde el değmemiş bir tür vahşi doğa, eğer çitlerdeki kesik yeri biliyorsanız yukarıya doğru çıkarak tamamıyla vahşi çayırı Philadelphia şehrinin üzerinde uçuşuyor bulabilirsiniz. | TED | لذا فالآن، ما يزال هناك ذلك النوع من البرية السرية في قلب فيلاديلفيا، وإن كنتم تعرفون أين يوجد الثقب في سلسلة السياج، يمكنكم التسلق نحو الأعلى وستجدون ذلك السهل البري تماماً وهو يطفو فوق مدينة فيلاديلفيا. |
Her gün Afrika'nın kalbinde.. | Open Subtitles | في قلب إفريقيا وكل يوم |
Londra'nın kalbinde doğdum. | Open Subtitles | ولد في قلب لندن. |
Chelsea'nın kalbinde hava olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | أن هناك هواء في قلب تشيلسي. |